Blogta bir köşesi
olsun istediğim kitaplardan biri: Bir Gün. İki kez okumama rağmen gözüme çarptığı her an elime alıp bir kez daha göz gezdirdiğim, belki de en çok
sevdiğim roman, hatta film.

Bir Gün’le annemin
elindeyken tanıştım. Sonra baktım annem baya sevdi, dedim ki açıp bir filmini
izleyeyim. Filmi kapattığımda salya sümük ağlarken buldum kendimi. Böyle güzel
bir olay örgüsünü ve aşk hikayesini sindire sindire okumak istedim, film biter
bitmez kitaba sarıldım.
Kitap, iki ana
karakter olan Dexter ve Emma’in 15 Temmuz 1988’deki üniversite mezuniyetinin
ardından, birlikte eve gitmeleriyle başlıyor. İki genç insan tüm gece
gelecekleri ve umutları hakkında uzunca bir konuşma yapıyor, bir bağ
kuruyorlar: Dostluk.
Kitap beni ilk
sayfasından, son cümlesine kadar, her anıyla etkiledi. Ama en çok
etkilendiğim nokta (dikkat spoi) Dexter’ın Emma’ya başka biriyle evleneceğini
söylediği sayfalardı. Bir de (yine spoi) Emma öldükten sonra yazılmış olan
birkaç bölüm…
İki insanın birbirlerini bulma, kaybetme, büyüme; kısacası
“hayat” hikayelerini okuyoruz kitapta.
Olaylar çok gerçekçi. Neredeyse gerçek bir hikayeden
esinlenerek yazıldığına inanabileceğim kadar gerçekçi hatta. Okurken insanın içine
işliyor, sevdiği kişiyi kaybetme korkusuyla yüzleşiyor adeta son
sayfalarda. Açıkçası ben her hücremde sözcük sözcük hissettim kitabın vermek
istediği tüm duyguyu.

Emma kitap boyunca uzaktan uzaktan Dexter’a bir duygu
besliyor (Sevgilisi olduğu zamanlarda bile bu belli.). Kendi halinde, büyük
hayalleri olan genç Em, biz okudukça büyüyor, olgunlaşıyor ve bata çıka
hayallerini gerçekleştiriyor aslında.
Dexter ise tam anlamıyla zengin züppe.
İstediği her şeye sahip. İlerledikçe her ne kadar Emma ne kadar yukarı
çıktıysa, Dex de bir o kadar dibe batmaya başlıyor. Işıltılı hayatının yerini, eski bir arkadaşının yanında çalışan bir işçinin
hayatı alıyor.
Em’in Dex’e hayranlığı ve Dex’in bu duruma kayıtsız kalması,
buna rağmen her düştüğünde Emma’ya sarılması beni kıran bir başka nokta oldu.
Dedim ya, biraz da sonunu bilerek okumaya başlamamdan olsa gerek baya duygusaldım
kitabı okurken.
Elbette internette kötü yorumlar da mevcut. Ama benim en
sevdiğim kitap sıralamamda ilk üçte Bir Gün. Hatta belki bir numara. Eğer sizi derinden etkileyecek bir
aşk hikayesi arıyorsanız, bu kitabı okumamak büyük bir kayıp olur.
Birkaç kitap alıntısıyla sizi baş başa bırakıp, yazımı sonlandırmak istiyorum.
Bir kitabın baş kahramanları gibi hissedebileceğiniz mutlu bir sevgililer günü yaşamış olmanız dileğiyle...
“”Seni kırkında
hayal edebiliyorum,” dedi sesinde bir imayla. “Şu an gözümde canlandırabiliyorum.” Genç adam gözlerini açmadan gülümsedi. “Devam et.””
“İşin sırrı dedi
kendi kendine, cesur ve atılgan olup bir fark yaratmakta. Bütün dünyayı değil, sadece etrafını biraz değiştireceksin. Çift diploman, tutkun ve Smith Corana
marka yeni elektrikli daktilonla dışarı çık ve herhangi bir şey için çok çalış…
Mesela sanatla hayatları değiştir. Çok güzel şeyler yaz. Arkadaşlarına değer
ver, ilkelerine sadık kal, tutkuyla ve dolu dolu yaşa. Yeni şeyler dene. Sev ve
sevil, eğer mümkünse. Dengeli beslen. Bunun gibi şeyler.”
“”En önemli şeyin bir tür değişiklik yapmak olduğunu sanıyorum"
dedi genç kız. "Bilirsin bir şeyleri gerçekten değiştirmek."
"Nasıl yani, dünyayı değiştirmek gibi
mi?"
"Bütün dünyayı değil. Sadece kendi
etrafını.””
““Konuşmaya
ihtiyacım var; Biriyle değil, seninle.””
“"Gençken
her şey mümkünmüş gibi görünüyordu. Şimdi imkânsız."”
“...ama bir kez
daha yazmakla okumanın farklı şeyler olduğunu keşfetmişti; okuduklarını emip
sonra sıkıp yeniden çıkaramazdın.”
“"Senden
nefret etmiyorum ama sen yanarken benim elimde bir bardak su olsa, o suyu
içerim."”
“Çökmüş
görünüyordu.Zayıf ve yorgundu;yüzü ona yakışmayan bir kirli sakalla
gölgelenmişti ve bu ziyaretin beraberinde getirdiği felaket potansiyelini
hatırladı.Ama Emma'yı görünce gülümsemeye başlamış,adımlarını hızlandırmıştı.”
“"Sır
olarak saklamak istediğin bir şey baştan hiç yapmaman gereken bir şeydir!"”
“Bazen
olağanüstü anların yaşandığının farkında olursun,bazen geçmişten yükselir.Belki
insanlarda öyledir.”
Filmin Fragmanı:
-Karamsarpollyana-