
Boş verelim şimdi sınavları da, henüz dün bitirdiğim kitap hakkında düşüncelerime gelelim. Kitabın adı Tutsak Güneş. Yazarı Ayşe Kulin.
İlk defa Ayşe Kulin okudum. Benim kuşağımın geneli, içi boş sayfaları okumayı tercih ettiği için sanırım. Gerçi ben de seviyorum bazen anlamsız kitapları okumayı ama bunu da boş verelim, Tutsak Güneş'e dönelim.
Kitapta Yuna Otis isimli bir bilim kadınının başından geçenleri anlatıyor. Yuna, erkek egemen bir toplumda, baskının hükmü altında yaşıyor. Ülkesi ile güneş arasına giren bir meteor herkesi karanlık içinde bırakırken uyku problemi ve unutkanlığıyla cebelleşiyor ana karakterimiz.
Kitap tam anlamıyla beni büyüledi. Çünkü içinde anlatılan o ütopyada, her gün haberlerde izlediklerimizin bir kısmını gördüm.
Özelikle kitapta işlenen kadına şiddet teması beni oldukça etkiledi. Yuna'nın yaşadığı ülkede kadınların başı açık gezmesi yasak. Erkek kardeşlerinden ya da eşlerinden dayak yediklerinde başvurdukları kurumlar bunu normal bir şeymiş gibi sayıyor. Kadınlar öldüğünde ise, katiller eş ve kardeş kanunu gibi saçma bir şeyden ötürü indirim alıyorlar.
İçim ürperdi açıkçası.
Tabii başka kötü şeyler de var. Mesela herkesin toplum sınıfını belirleyen atkılar. Ayşe Kulin bu atkılara birçok yerde değinmiş. Yuna bir bilim insanı olduğu için ayrıcalığını kullanmak istediğinde gösteriyor atkısını ve hooop, istediği oldu bitti.
Bir de aşk var kitabın içinde. Yuna kendisinin tam tersi düşüncelere sahip olan isyancı birine, Tamur'a aşık oluyor. Zaten direniş kargaşasının içine de ona aşık olduktan sonra sürükleniyor. Aşk değiştiriyor karakterimizi. Tamur'dan önce tamamen devletine bağlı, haksızlıkları görmeyen Yuna, bir anda gözünü açıveriyor.
Kitapta en sevdiğim karakter Yuna'nın annesi oldu. Yıllarca zorluklara göğüs germiş muhalif bir karakter. Güçlü bir kadın. Kendini de bunağım diye yutturmuş istediği eyleme katılıyor.
Ayrıca kitaptaki ütopyada bahsedilen geleceğin buluşlarını da size yazmak istiyorum. Toz yiyecekler, her türlü bilgiye ulaşabileceğiniz bileklikler, kitap okuyabileceğiniz lensler, renk değiştiren kıyafetler (favorim buydu), kendi kendini kullanan arabalar. Hep kolaylık, tam kolaylık!
Başka bir pencereden bakacak olursak; özel hayat diye bir şey kalmamış, her yerde casuslar var. Kolunuzdaki bileklikten, evinizdeki telefondan sizi dinleyebiliyorlar. Erişimi yasak kitaplar ve internet siteleri var. Yediğiniz toz yiyecekler hafızanızı köreltiyor. Eylemleri bastırmak için kullanılan katil robotlar var.

Çok uzatmayacağım. Özellikle şu günlerde kesinlikle okunması gerek bir kitap. Alıntıya da gerek yok, her satır değerli çünkü. Birini yazsam diğerinin hatırı kalır.
Her zaman böyle güzel kitaplarla karşılaşmamız dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder