22 Ağustos 2019 Perşembe

Çıksa da İzlesek Dedirten 5 Film

  İki gün üst üste yazı yayımlamak tam benlik bir şey değil fakat kendime o kadar fazla içerik buldum ki sizlerden ayrı kalamıyorum. İyi mi yapıyorum acaba... bilemem. Ama sevdiğim bir şey varsa o da aklımı meşgul etmek sanırım. Bloga bir şeyler karalamak da bunun için en iyi yollardan biri.

   Daha önce de böyle bir şey yazmıştım. Henüz vizyona girmemiş, girmesine az bir zaman kalmış, fragmanlarıyla beklentiyi arşa çıkaran (en azından benim beklentimi arşa çıkaran) 5 filmi yazacağım yine. Önceki yazıdaki tüm filmler çıktı, hatta izleye izleye tükettik. Yine de bir öneri olsun isterseniz bu cümlenin üzerine tıklayarak yazıya ulaşabilirsiniz.

  Şimdi yazacağım filmlere, arkadaşınızı kapıp da mı gidersiniz, evde bilgisayar başına kurulup mu izlersiniz yoksa bir çift sinema biletiyle sevgilinize sürpriz mi yaparsınız... ne yaparsanız yapın bu yazıyı kendiniz için yararlı bir hale getirin işte.

  Listemize başlayalım bakalım.



1. IT Chapter Two
Bill SkarsgÃ¥rd in It Chapter Two (2019)  Ömrüm boyunca hep "Palyaçodan korkulur mu yiaaaağ" diye düşünen biri olarak, ilk filmini beni yastıkların arkasına saklanıp da izlemek zorunda bırakan IT, çok yakında geri dönüyor. Hem de ne dönmek! Kadroya bakınca küçük bir kalp krizi geçirdim herhalde. Jessica Chastain, James McAvoy... Malum, zaten ilk filmden beri abv palyaçosu Pennywise'ı, Bill Skarsgard oynuyor. Süper kadro, süper.
  Konuya gelirsek, Pennywise 27 yıl sonra bizimkilerin kasabaya yeniden musallat oluyor, bizimkiler de büyümüş onu sonsuza kadar bitirmeye çalışıyor falan filan... Biraz klasik anlayacağınız. Lakin oyuncuların hatrına soğuk bir kış akşamı izlenir. Saklanmak için yastıkları yanınıza almayı unutmayın ve uyumadan önce gece lambanızı yakmak isteyebilirsiniz.


2. Joker
  Fragmanı ilk çıktığında, sırf her şeyi daha net görebileyim diye gözlüğümün camlarını temizlemiştim. Bilen bilir, gözlük camı temizlemek nadiren yaptığım bir eylemdir. Jared Leto faciasının ardından Joker'i hak ettiği değeri verebilecek bir aktörün oynaması yeterince heyecanlıyken filmin DC evreninden bağımsız olacak olması beni baya bir memnun etti. Şu anki DC evreniyle ilgili düşüncemi paragraflarca yazabilirim. Neyse ki o modda değilim.
  Joker'in nasıl Joker olduğunu göreceğiz bu ekimde. İçimden bir ses, benim kadar duygusal olan herkesi ağlatacak, diyor lakin bakalım. Normalde filmlerinde gördüğümüz suç dehasından çok, psikolojik sorunları olan yalnız bir adamı izleyeceğiz.
  Heath Ledger'a öldükten sonra Oscar getiren ve bazı söylentilerce delirmesine sebep olan Joker karakteri, bu sefer de en az Nolan versiyonu kadar ses getirecek mi... Bence daha bile fazla getirecek. Çünkü hem en az Heath kadar yetenekli olan Joaquin Phonix tarafından hayat veriliyor hem de bu sefer Batman'in gölgesi altında kalmak zorunda değil. Sahne tamamen Joker'e ait.
 Hayırlısı.
  Bu arada evet, Suicide Squat'taki Joker'i beynimin inkar edilmişler kısmına yolladım bile. Yok öyle bir karakter YOOOK.

3. Ford v Ferrari 
  Araba tutkunu değilim. Hatta hiç anlamam. İnanın ki logolardan markalarını bile tanıyamıyorum. Tarih sayfalarında da Ferrari ve Ford'unhikayeleri nedir bilmiyorum.
  Bu filmde beni çeken yine cast. Daha önce de söylemiştim Christian Bale tül reklamında oynasa mısır patlatır televizyonun başına geçer izlerim. Adam saf bir yetenek. Bu filmde yanına bir de Matt Damon'u eklemişler. Hem çikolatalı hem de meyveli pasta gibi: Mükemmel.
  Ya da o kadar mükemmel değil. Neden, diyeceksiniz. Varoş gibi filmin şu orijinal adını "Asfaltın Kralları" diye çevirmişler. Biri kolonya getirip bileklerimi ovalayabilir mi acaba??? Ayıp olmasa kamyon arkası söz yazacaklarmış???????????? Ya da belki Türkçe afişe şey yazarlar: "Alırsın Ford, olursun lord." Ay bir daral geldi bana.
 
  Diyeceklerim bu kadar. Bol bol yarış izler hiç yoktan heyecanlanırız. Gerçekte ne olduğunu açıp okumayanlar için sonu merak edilecek bir film. Biraz çıtırlık lakin içinde Christian olduğundan bu sene ödül sezonunda adından bahsettirebilir. (Adamın her filmi bahsettiriyor çünkü.)

4. Last Christmas
Emilia Clarke and Henry Golding in Last Christmas (2019)  Normalde, Evde Tek Başına da dahil olmak üzere, noel temalı hiçbir dizi-filmden hoşlanmam. Samimiyetsiz geliyor ne yapayım... Last Christmas'ı bu listeye eklememe sebep olan diğer noel temalı filmlerin aksine aşırı sıcak gelmesi. Bunda canımız Khaleesi'nin de etkisi vardır elbette.
  Uzun zamandır hem güldürüp hem ağlatacak bir aşk filmi çıkmıyordu. Last Christmas bu beklentimi karşılayacak gibi duruyor. İnsan, fragmanı izlerken bile bu duyguları yaşıyor çünkü.

 Yalnız Türkiye'de vizyona gireceğini sanmıyorum. Peluş battaniyelerimize sarılıp evde izleyeceğiz artık, yapacak bir şey yok.
 


5. Charlie's Angels
GİRL POWER! Küçükken Cameron Diaz'lı versiyonunu izler sonra da gerçek bir Charlie'nin meleği gibi kendi kendime oyun oynardım. Görünmez adamları filan döver, koltukların kol koyma yerleri motosikletmiş gibi yapardım. Şimdi kocaman oldum ve filmin yeni versiyonunun bir kısmı Türkiye'de geçiyor.
 Umarım James Bond ve Mission İmpossible'da olduğu gibi bizi iğrenç, geri kalmış bir ülke olarak göstermezler. (Tüplü televizyonlar, herkes arap gibi giyinmiş, eski model arabalar vs.) Gerçi... neyse şimdi bu konulara da girmeyelim. Film diyorduk...
  Daha ne diyebilirim ki... Üç güzel, güçlü kadını birilerine tekme tokat dalarken göreceğiz. Şimdi düşündüm de, bu filmden sevgililerimizi uzak tutmak isteyebiliriz kızlaaar. (Şaka yaptım)

  Filmlerin tek tek fragmanını koyabilirdim lakin her şeyi devletten beklemeyin lütfen... Zaten bir önceki "Çıksa da İzlesek Dedirten 5 Film" yazıma da fragman eklememişim. Beklediğim o kadar çok film vardı, bu çokluğu beşe indirebilmek için yeni yıldan önce vizyona girecek filmleri seçtim size.   Haberiniz olsun.
 Elimdeki kitabı bitirdiğimde yeni bir "Yaz Kitaplarım" yazısıyla döneceğim. O zamana dek beni özleyin, olur mu?

Beklediklerimizin bizi hayal kırıklığına uğratmaması dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder