
bence bitiyor. Kızla oğlan evleniyor, savaşlar kazanılıyor, kötü adam öldürülüyor, yeni gezegenler keşfediliyor... Peki ya sonrası? Karakterler gerçekten sonsuza dek mutlu mu yaşıyorlar?
Hiç sanmıyorum.
Çünkü, bırakalım filmleri, gerçek hayatta bu mutluluk denen lanet şeyi bulmak öylesine zor ki... Geçenlerde bir arkadaşım, muhabbet arasında mutluluk için gerekli olan şeyin sabır olduğunu söyledi. Bu, zamana bırakmak ve sabretmek olayı hiç bana göre olmadığından, ve muhalefet etmeyi sevdiğimden, buna katılmadığımı söyledim. Bence, mutluluk elde etmek için, malzeme listesi hazırlayabileceğimiz, tüm malzemeleri bir araya getirince fırına atıp pişmesini bekleyeceğimiz bir akşam yemeği değil. Bence mutluluk büyük, tatlı bir doğum günü pastasının her zaman eksik kalacak dilimi...
Saçmaladığımı düşünebilirsiniz. Muhtemelen saçmaladığımı düşüneceksiniz hatta. Yine de ben, mutluluğa erişmenin imkansız olduğunu düşünüyorum. Aynı filmlerin sonundaki gibi kısa süreli mutluluklarımız var, hepsi bu. Sonra film bitiyor. Ortaya; ödenecek faturalar, fethedilecek yeni şehirler, yeni kötü adamlar ve yıkılmış dağlar çıkıyor.
Hayat bir mücadele dizisi.
Mutluluğun bu kadar imkansız olmasının bir diğer sebebi de doyumsuzluk. Neden geçirdiğimiz güzel bir günün ardından hep harcadığımız paranın miktarını düşünürüz? Ya da çok severek yaptırdığımız saç modelimizi bin beş yüz arkadaşımız arasından sadece biri beğenmedi diye değiştirme kararı alırız?
Neden hep detaylara takılı kalırız?
Cevap vereyim hemen: Hep bir eksik çıktığı için. Her şeyin dört dörtlük olması imkansız. İMKANSIZ. Daha önce de bununla ilgili bir yazı yazmıştım. Hani olumlu olmayı karar verdiğim yazı. Bardağın dolu kısmını göreceğimi ve bu şekilde hayatta kalmaya çalışacağımdan bahsediyordum.
Bardağın dolu tarafını görmeye çalıştıkça, benim bardağımı kırdılar.
Bu sebepten olacak ki, hayata olumlu yaklaşmaya karşıyım. E, olumsuz yaklaşmaya da karşıyım. Bence gerçek mutluluk için nötr olmak en iyisi. İnsanlık ve detaylar arasındaki mücadele sonsuza kadar sürüp gidecek. Her zaman olumsuz küçük bir şeye takılacağız. Doğamız bu. Fakat yine yaşantımızda ne kadar nötr olursak bizim için o kadar iyi.
Dediğim gibi; mutluluk hep biraz eksik kalacak. Bazı filmlerin ikincisi hatta üçüncüsü çekilecek. Bazı hikayeler cümlenin ortasında bitecek ve biz asla Marilyn Monroe'nun gerçekten overdose olarak mı öldüğünü öğrenemeyeceğiz. Hayat bu. Dört dörtlük olması imkansız.
(Bahsettiğim yazıma bu cümleye tıklayarak ulaşabilirsiniz. )
Olabildiğince uzun süre mutlu kalmak dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder