3. Geleneksel Doğum Günü Yazısı'nı yazmak için buradayım. Sanki yüz yılardır blog yazıyorum da, bu da benim milyonuncu doğum günü yazımmış gibi hissetsem de; yaza yaza iki tane daha yazmışım. Bu üçüncü.
Yaş aldığıma seviniyor muyum, üzülüyor muyum, inanın her yıl aynı ikilemi yaşıyorum. Bazı zamanlar sanki, ben zaten çoktaaaaan ellili yaşlarımın ortasına gelmişim de yıllarım beni arkadan takip ediyor; bazı zamanlarda da küçücük bir çocuğum, henüz hiçbir hayal kırıklığını tatmamışım, hayatımda hiç yorulmamışım, üzülmemişim. Bu yüzden benim için insanın kaç yaşında olduğunun bir önemi yok. "Yaş" kavramını göreceli bir nicelik olarak saymalı.Koca sene boyunca aynı yaşta kalamıyorum şahsen. Ruh hali gibi bir şey bu. Bence.
Bu uzun paragraftan çıkarmanız gereken sonuç: Hanımefendilere yaş sorulmaz.
Yazıya başlamadan önce, geçen seneki doğum günü yazımı okudum. İstediğim bir şey olduğunu ve ona da sahip olduğumu söylemişim, üstü kapalı bir şekilde. Çıldıracağım, hatırlamıyorum. Ne istedim de elde ettim o zamanlar acaba...
Bu kısa paragraftan çıkarmanız gereken sonuç: Her şey, zamanla önemini ve değerini yitirir. Öyle ki; olunca özene bözene yazıya bile eklediğiniz şeyi(????), bir sonraki sene hatırlamayabilirsiniz... (Herhalde bir ay boyunca hatırlamaya çalışırım, bulamayınca yine unuturum.)
Çok şey bir yıl atlattım... şey... nasıl desem??? Garip, normal olmayan, şanslı, birazcık şanssız... En doğru kelime şu galiba: Umulmadık.
Anlatsam, kuracağınız cümle şu olur muhtemelen: "Heee, heee. Kesin olmuştur bu kesiiiin."
Çok güzel dersler de çıkardım. Alim oldum aliiiiim. Freud'un diz çöküp tövbe etmesi lazım yanımda, o kadar diyorum. (Şakaaa)
Mesela;
Başa gelen her kötü alamette, karalar bağlamamalı. Aşırı tepki göstermemeli.
İnsanlar gerçekten ama gerçekten gözünüzün içine baka baka sizi kandırabiliyor. Duyguları hakkında olsun, yaptıkları hakkında olsun, kişilikleri hakkında olsun... Amaaan dikkat!
Birini ne kadar gözlemlerseniz gözlemleyin, tanışabilmek (karşılıklı) imkansız. Herkesin karanlıkta kalan ve ne kadar ışık tutarsanız tutun göremeyeceğiniz bir yüzü var.
Güvenmek kötü biri. Cızzz elin yanar annecim.
Kendine güven hariç tabii. Gerçi onun da fazlası zarar. Kıvamı tutturmak gerekiyor.
Bu hayatta her şey olabilir. Bu yüzden dua ederken neyi dilediğimize ekstra dikkat etmek lazım.
Her gidiş bir son değil, öte yandan gelenlerle de başlangıç yapmış olmuyorsunuz.
Tatlı yaparken yumurtayı iyi çırpmazsanız, tatlınız yumurta kokar. Önemli bir bilgi bu.
Hiçbir şeyi zorlamamak lazım. Bırakalım bakalım. Akışına.
Zorlama haricinde, insanın istediği şeyi elde etmek için çabalaması mükemmel bir durum. En sonunda "ben elimden gelen her şeyi yaptım" rahatlığına ulaşmak ise, kelimelere dökülemez bir sevinç.
Bu matematik ve fizik bizi garanti kandırıyor. Bu kadar anlaşılmaz olmak aksi taktirde çok zor.
I love burnumun diki. Hata da yapsam onun yolundan hiç çıkmamalıyım. Hep burnumun diki konumuna gitmeliyim.

Atalarımız hep doğruyu söylüyor.Öfkeyle kalkan zararla oturur.
En güzel şeyleri, cesaretiniz sayesinde elde ediyorsunuz. Klişe olacak biliyorum ama isteklerimiz hiçbir şekilde altın tepsi ile bize sunulmuyor, uğruna savaşmak gerekiyor. Bu nedenle risk almalı, cesur olmalı!
Carrie Bradshaw değerini bilemediğimiz bir düşünürdür. Kendisi felsefe kitaplarına alınmalıdır.
Kendi kendine olmak, en iyi arkadaşın yanında olmaktan bile daha hızlı iyileştiriyormuş insanı.
En önemli şeyi en sona bıraktım. Ne olursa olsun, kimse kendinden vazgeçmemeli. Bu cümlenin üzerine açıklama yapmaya gerek bile duymuyorum.
Öğrendiklerim arasından favorim yumurta ile ilgili olan. Kırk yılda bir mutfağa giriyorum. Onda da
ennnnn sevmediğim (Allah günah yazmasın) yumurta ile sorun yaşıyorum. Üf.
Yalnız o kadar çok şey yazdım, kesin yazıyı yayımladıktan sonra aklıma yeni şeyler gelecek. Beynimin içinde dırdır eden bir ben daha var. Allah onu başımdan eksik etsin artık, yeter.
Çok heyecanlıyım. Yeni yaş, yeni UMULMADIK olaylar. Yeni insanlar, başka gülünecek olaylar... İlk kez karamsarlığa kapılmadan adım atıyorum hayatımın yeni evresine. Yüzümde ufak bir tebessüm var.
Bu yıl, her şeyiyle kabulüm. Kucaklıyorum yeni yaşımı. Acısı, tatlısı... Seneye yine bu yazıyı yazarken, acaba hangi anılar aklıma gelecek de gülümseyeceğim, hangileri yüzümü kızartacak, hangileri gözlerimi yaşartacak?
Ya ama siz de benim için güzel şeyler dileyin olur mu? Ben nefret ettiğim insanlar için bile "hayırlısı" olsun diyen biriyim çünkü. Kavga edemem. Biraz kin tutarım. O da intikam gibi değil, içime içime atıp kinimle kendimi darlarım.
İçinde olduğum bazı durumlar beni çok yordu son dört aydır. Onlar açığa kavuşsun en azından. Hep birlikte amin dersek olur. 3...2....1..........
Bu yıllık benden bu kadar. Sevgiler, saygılar.
Başlık için esinlendiğim müthiş videoyu da paylaşayım da azıcık gülümseyerek ayrılın sayfadan.
İçimizdeki yaşam heyecanın hiç ölmemesi dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder