
Şu sıralar aşırı iğrendiğim bir durum var aslında. Bence
masaya yatırılıp tartışılması gerekiyor.
Böyle cidden tartışılması gerekiyor ama öyle böyle değil.
Bugün İnsta-story dediğimiz, hayatımıza henüz eklenmiş çakma
Snapchat’te rezalet bir şey gördüm. Eski okuldan, benden sadedce bir yaş küçük kız
paylaşmış bunu. Nasıl anlatayım bilmiyorum.
Arkadaşıyla kesinlikle durumla alakası olmayan biriyle dalga geçiyorlar
hikaye boyunca. Dalga geçtikleri kadın da belli ki en mutlu günlerinden birini
yaşıyor. Videonun arka kısmında mavi bir tuvalet giymiş, sanırım kendi nişan
töreninde.
Sizi bilmem ama ben izlediğim bu şeyden aşırı rahatsız
oldum. O kadın olsam, kendinden yaşlarca küçük iki ergenin benim kıyafetimle
hatta belki başımı örtüş tarzımla dalga geçtiği o videoyu izlesem yalnızca
ağlardım sanırım. Düşünsenize en özel günde, en güzel olduğunuzu düşündüğünüz o
anda, arkanızdan neler neler diyorlar artı bir de bunu sosyal medyada
paylaşıyorlar…
Ya da bu sorudan ötesi bu bir kabalık mı? Çünkü ben eminim
ki bu “story’yi” profilinde paylaşan
kıza hiçbir arkadaşı yaptığının yanlış
olduğunu söylemedi. Keşke ben söyleseydim diyorum şimdi. Yalnızca böylesine kalbini kirletmiş insanlarla aynı
platformu paylaşmak istemediğimden anında takipten çıkardım kızı.
Keşke, önce kısa
bir yazıyla yaptığı şeyin iğrenç olduğunu ona açıklasaydım.
Alkış mı bekliyordu acaba? Kameraya o aşırı komik
espirilerini yaparken, sanki dünyadaki açlığa bir çözüm bulmuş gibi gururla
gülümsüyordu çünkü. Yok yok, kesin bir alkış bir taktir bir şey bekliyordu.
KESİN!
Ama benden koca bir “SANA NE?” alacak. Çünkü cidden ona ne,
sana ne, bana ne? Kimi ilgilendirir
o kadının nişanında ya da düğününde ya da
bakkala giderken ne giydiği? Kimi ilgilendirir benim kazandığım üniversite?
Kimi ilgilendirir komşumun kıldığı namazlar, ablamın içtiği sigaralar? Kime ne
yani?
Çok güzel bir söz var: “Her koyun kendi bacağından asılır.”
Bence bu sözü ilke edinmeliyiz. Hepimiz sokakta önümüzde geçen o bonus kafalı
çocuğa bön bön bakıyoruz mesela. O çocukta bizim giydiğimiz kırmızı
ayakkabıları yadırgıyor. Olmamalı, yapmamalı böyle.

Ben ki İnş. Müh. Prof. Dr. Hanım olarak toplumun kanayan
yarasını iyileştirdim sanıyorum. Artık sabahları güneş daha güzel açacak, bütün
dünya buna inanacak, hayat bayram olacak, insanla… Tamam, tamam sustum.
Başkalarına gülenlerin hayat tarafından yapılmış koca koca
şakalarla karşılaşıp somurtması dileğiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder