17 Kasım 2019 Pazar

Soru - Cevap #2

   Herkese selam. Tek elimde buz torbası, diğer elimde klavye işte geldim, buradayım. Hayatımın en ağrılı ve en özgüvensiz haftasını geride bıraktığım için öyle mesutum ki anlatmaya kelimeler yetmiyor. (Yüzüm sanki derimin altına yumurta konmuş gibi şişti, yemek yiyemedim, suyu bile pipetle içtim, ağrıdan gecelerce uyuyamadım, acı yüzünden hüngür hüngür ağladııım.) Yirmilik dişleri kendi kendine çıkanlar olarak hayata bir sıfır zaferle başlamışsınız siz, haberiniz yok. Hayır, bir de bu daha ilkiydi. Bunun ikincisi, üçüncüsü, dördüncüsü var... Aynı çileyi üç kez daha çekecek olmak beni ciddi şekilde hayattan soğutuyor ya...
  Şu anki durumumu merak edenler için kısa bir bilgilendirme yapayım: Şişlik hafif var, ağrıyı artık ağrı kesici geçiriyor ve dikişlerimin olduğu kısımda morluk oluşmaya başladı. Ruhsal halim ise 10/10. Neden öyle bilmiyorum ama.
 
   Yazının ajitasyon kısmını bitirdiğime göre asıl konuya geçebiliriiiiz. Curious Cat sorularını ayrıntılı şekilde cevaplamaya geldim. Yazının ilkini Mart 2019'da yazmışım (Yuuuuuh sekiz ay olmuş, bana taş çatlasın iki ay geçmiş gibi gelmişti oysaki...) O zaman 60-70 soru arasından 10 tane seçip sitedekinden daha ayrıntılı şekilde cevap yazmıştım. Şimdi tam 768 soru var. Uzun uzun, dert anlatıp derman soranlar mı dersiniz, sevgilisine hediye arayıp fikir danışanlar mı, evlilik hikayesini anlatanlar mı, üniversiteye hazırlanırken taktik soranlar mı... Bir de biri bir şey sorunca başka anonimler de fikir vermeye çalışıyor. Resmen beyin fırtınası yaşanıyor. Çok iyi ya, böyle çok mutlu oluyorum.
   Arada küfür edenler, kötü enerjisini anonim olarak bana yönlendirmeye çalışanlar da var, olsun. Ben güzel bir sinerji yakaladığımıza inanıyorum anonimlerimle. İnsanın bu kadar seveni olunca, bu ilgiyi kıskanıp kötülük yapmaya çalışan da olur elbette. Bunu anlayabiliyorum.
    Buradan toptan bütüüüüün güzel mesajlarınız, tavsiyeleriniz, iltifatlarınız için teşekkür ediyorum. Bolca iyilik yolluyorum size.

  Bir önceki yazıda 10 tane soru seçmiştim. Diğer yazının linkini bu cümleye ekliyorum tıklarsanız okuyabilirsiniz. Öte yandan siz de soru sormak isterseniz diye yazının sonuna Curious Cat hesabımın linkini de bırakacağım :)

1. " Bir ilişkiden beklentilerin neler?"
  Zaten bana gelen soruların yüzde sekseni aşk ilişkisiyle ilgili. Cinsiyet fark etmeksizin ne çok aklımıza takılan şey var... Ve bu aklımıza takılan şeylerden bazılarının cevabını belki ömür boyunca alamayacağız. Zor...
 Soruya gelirsek: Ben bir ilişkiye beklentilerle başlanmasının yanlış olduğunu düşünenlerdenim. Çünkü bir şeyler beklemek, o aşkın verdiği derinliği öldürüyor sanki. Aşk dediğin şeyi deli gibi spontane yaşamak ve her anında şaşırmak gerekiyor. Beklediğin şey olduğunda, o heyecanı çok yaşayamazsın ki...
  İlla da cevap vermem gerekirse bu soruya, zaten olmazsa olmaz bir şeyi beklediğimi söylerim: "sevgi". Sevgi olursa her şey aşılabiliyor çünkü. Kendimden biliyorum. Sevince insanın gözü hiçbir şey görmüyor.


2. "Fazlaca morali bozuk birine ne tavsiyesi verirsin?"
  Moral bozukluğu bu hayatın bir parçası. İnsan yirmi dört saatin hepsinde de yüksek enerjili, mutlu
  Elbette üzüntü öyle pat diye geçmez. Bütün süreci kucaklamak ve iyi olmak için bir şeyler yapmalı. Başa gelen her kötü şey, sizi siz yapan koca yapbozdaki parçalardan biri. Bir bütünü oluşturabilmek için her parçaya sahip olmak gerekiyor, doğru mu? Öyleyse bunun da bir imtihan olduğunu düşünüp, durumu terse çevirmek için neler yapılabileceğine odaklanmakta fayda var. Tavsiyem budur!
olamaz ki. Genel olarak söyleyeceğim; bir üzüntüyü aşmak için atılabilecek en önemli adım o duygunun varlığını kabul etmektir. "Evet, böyle böyle bir şey geldi başıma... bu da benim canımı aşırı sıkıyor şu an..." gibi bir şeyler söylemeye başlayınca otomatik olarak bu cümlelerin sonuna şunlar ekleniyor: " Üzülüyorum ve bunun bana, içinde bulunduğum duruma hiç faydası olmuyor, aksine zararı dokunuyor."

 3. "Hiç istemediğin bir şeyi, zorunluluklarından ötürü devam ettirmen gerektiğini anladığında ne yaparsın?"
   İnsanların bir şeyleri yapmaya mecbur kalacağına inanmıyorum. Bu soruyu soran anonim kim bilir hangi durumdan kurtulmaya çalışıyor... Bilsem de ona göre tam bir şey yazsam.
   Yine de bence insan zorunlu olduğu şeyi yapmak istemiyorsa yapmamalı. Yani ben yapmıyorum direkt. Salıyorum o şeyi. Tabii sonuçları bana kötü bir şekilde patlamıyorsa. Bir eyleme başlamadan (ya da bu durumda başlamamadan :D) önce sonuçları düşünmeli. İleride daha kötü bir şeye neden olacaksa paşa paşa zorunluluklar yerine getirilmeli, yine kendi iyiliğimiz için.

4. "Kötü olduğunda iyi olmak için napıyorsun?"
   Neden kötü olduğuma göre değişiyor bu. Genel bir cevap vermem gerekirse, dertleşiyorum. Son zamanlarda arkadaşlıkların hayatımızda ne kadar büyük rol oynadığını öğrendim. Bana iyi gelecek insanların yanında buluyorum kendimi, kötü olduğumda.
  Çünkü şöyle düşünün: İki arkadaşınız var. Bir sorununuz var. İyi hissetmeye de ihtiyacınız var. Zaten her şeyin farkındasınız. Gidiyorsunuz yaptığınız salaklıktan dolayı başınıza gelenleri anlatıyorsunuz. Birinci arkadaşınız size sarılıyor, sizi yalanlarla kandırmadan iyi hissettirmek için çaba harcıyor. Ne bileyim, bir yemek yapıyor, çay ısmarlıyor, esprilerle sizi güldürüyor. İkinci arkadaş ise "Neden böyle yaptın...sen salaksın... git şunu yap, bundan kurtulamayacaksın...naneyi yedin, öleceksin, bayılacaksın... bilmem ne, falan filan" neyse işte sizi yargılıyor, suçlu hissettiriyor ve daha kötü hissetmenize neden oluyor. Yanlış yoldayken, size bunu gösterilmesinde bir sıkıntı yok, arkadaşlar bu günler içindir. Ama siz her şeyin farkındayken bunun yapılması... o kadar iğrenç hissettiren bir durum ki.
  O yüzden enerjisi iyi olan, pozitif insanları yanınızda tutmanızda fayda var. Ben kötü olduğumda onlarla oluyorum. (Bir de o insanlar iyiki varlar)

5. "Hiç intihar etmeyi düşündün mü?"
    Bu soru bana niçin soruldu acaba... Dışarıdan o kadar depresif mi görünüyorum ben? Beni tanıyanlara soruyorum.
  Yanıtıma gelirsek: Hayatın güzel kısımlarını görmemiz şart. O zaman o düşünceye kapılsan bile bir şekilde kendini daha iyi hissediyorsun. Her inişin bir çıkışı vardır. Şu an kötü hissediyorsan, intihar aşamasındaysan; iyi şeyleri olma vakti gelmiş, kötülükler de sırasını savmış demektir.
  İntihar sözcüğü kadar da beni geren başka bir şey yok. Bu sene doğum günümde, metroya koştur koştur yetişmeye çalışırken (arkadaşım bırak buna binmeyelim demişti ve binmemiştik.) kaçırdık. Bir sonrakine bindik. Meğer o kaçırdığımız metronun önüne atlamış kadıncağızın biri... Tabii vefat etmiş. Yarım saatlik yolu iki buçuk saatte gittik. Buna yakınmıyorum ama kim bilir o kadını intihar aşamasına (bir de bu şekilde bir intihar aşaması...) getiren neydi? Bütün doğum günümde, pek belli etmesem de içten içe bunu düşünmüştüm.
  Neyse, Allah rahmet eylesin.

 6. "Kaçan kovalanır deniliyor sence ne kadar doğru?"
     Ben bu kadar doğru bir şey duymadım. Sanırım insan oğlunun doğasından kaynaklanıyor, insan elde edemediği şeyin peşinden gitmeyi seviyor. Bu da yaşarken her zaman bir amaç aramamızdan kaynaklanıyor bence.
   Herkes için geçerli değil bu kanun elbette. Maalesef ki benim için de geçerliydi bu. Bir şeyi elde edemeyince (sadece aşkta değil her şeyden bahsediyorum) daha çok istiyordum. Peşinden koşmak, koşarken tükenmek, o amaç peşinde savrulmak... İnanın en sonunda elde ettiğiniz şey daha kıymetli oluyor bu sayede.
  Şu an is, sanırım biraz bu koşuşturmaca halinden yorulduğum için, birileri benim yerime, veya benim için de diyebilirim, koşsun isteğine sahibim. Artık olacak güzel şey bir hediye gibi sunulsun bana ya. Vallahi bunu hak ediyorum ben.

 7. "Evlilik için en iyi yaş nedir sence?"
   Evliliğin belirli bir yaşı yoktur. Her insan farklı yaşlarda olgunlaşıyor sonuçta. (Tabii ki çocuk evliliklerinden bahsetmiyorum yaşı yoktur derken)
   Önemli olan doğru kişiyi bulabilmek. Ondan emin olmak. Sonrası çorap söküğü gibi gelen şeyler.
   Sevdiğim bir söz var: "Makyajsız gelin olur, çalgısız düğün olur, bol gelinlik olur, sade ev olur. Güzel ahlak ve kalbe şifa kitaplar çeyiz olur." sonra devam ediyor: " İnsanlar ne der, diye kahrolası bir put vardır ya, eğer o putu baltayla yıkarsak her şey olur."
   Sizinle bütün putları yıkabilecek birini bulduysanız, iş bitmiştir. Bunun yaşı da olmaz. 

  8. "Sevgilim var ve benden bahsetmiyor kimseye sence nedeni ne olabilir? Sürekli etrafında kızlar var. Ben nasıl varlığımı gösterebilirim bu durum beni rahatsız ediyor yardım etttt."
   Bu tarz yardım soruları da tonla geldi. Neden bilmiyorum ama içlerinden bunu bloga yazmak istedim. Şimdi bahsi geçen sevgiliye çok yüklenmek istemiyorum, belki kendince nedenleri vardık lakin görünen köy de klavuz istemez be kardeşim! Adam seni cepte sayıyor, "Bu beni seviyor nasıl olsa, kenarda dursun; ben başka maçlara girişeyim iki gol atayım." diyor. E millete senin varlığını söylerse, o golleri nasıl atacak?
  Seni kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu anlamalı bu adam. Kendini çek biraz. Üstteki sorudaki gibi aynen: Kaçan kovalanır.
  Ama bir de şöyle düşünmeli: Henüz sevgiliylen sana bunu yapan adam, yarın öbür gün evlendiğinizde; artık senin varlığın garanti olduğunda, neler yapmaz? Bak bunu düşününce ben bile işin içinden çıkamıyorum.
  Dediğim gibi, belki başka bir mantıklı nedeni vardır seni saklamasının. Umarım öyledir.

9. "Sence çiftlerin sosyal medya hesap şifreleri birbirlerinde olmalı mıdır?"
   Birinden şifre istemek eşittir birine "Sana güvenmiyorum." demek. Sen adama/kadına güvenmeden bu ilişkiyi nasıl yürütebilirsin?
   He, güven sorunun vardır. Ya da bir şekilde öncesinden senin güvenini kırmıştır. Yeniden bir şeyler inşaa etmeye çalışıyorsunuzdur. O taktirde geçici bir süreliğine şifre değişimi yapılabilir. Bence.

 10. "Sen yoruma bir şey demeyip sessiz kalmışsın. Sence senin görüşün nedir bu konu ile ilgili erkek veya kızın sevgilisi var ise başkalarına karşı nasıl davranması gerekir?"
   Yine anonimlerimle beyin fırtınası yaptığımız konulardan biri. Herkesin yorumunu dinleyip kendim sitede pek bir şey söylemedim. Gün konuşma günü :)
   Herkes sınırlarını bilmeli. Ya eğer ben sevgilimin kız olan arkadaşlarından irite oluyorsam (ki olurum genelde,üzgünüm elimde değil) o kızlarla tanışmak isterim. Eğer kız sınırlarını bilmeyen biriyse, olabilir bir şey, tatlı tatlı ona sınırlarını da belirtirim bir şekilde. Eğer benimki sınırlarını bilmeyen biriyse, bu olabilir bir şey değil, tatsız tatsız sınırlarını belirtirim bir şekilde. Aman zaten durum bu aşamaya geldiyse hiç uğraşmaya gerek yok, yol ver gitsin. Koca adamlara sevgilisi varken başkalarına nasıl davranacağını biz mi öğreteceğiz? İlla kendine göre geniş birini bulur. Öte yandan şöyle de bir durum var, o bulduğu geniş biri; kendinden de aynı şekilde geniş olmasını bekler. Kaldırabiliyorlarsa, onlara mutluluk dilemek düşer bize de.

 Veeee yazdığım en uzun yazılardan birinin de sonuna geldik. Şükür bitti. Bundan sonra Soru- Cevap yaparım ben yine. Bu iş hoşuma gidiyor çünkü.
  Siz de soru sormak isterseniz: https://curiouscat.me/oradabheryerde?t=1573901965

Yarın hikayenin 3. bölümüyle görüşürüz canlarıııım :)

Kötü enerjinin bizden uzak olması dileğiyle...
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder