9 Kasım 2019 Cumartesi

Bir Takım Duyurular

   Selam! Sanırım uzun süredir burayı güncellememişim... aslında daha uzun süreler oldu yazmadığım
fakat bu kadar yazmak isteyip de bir türlü vakit ayıramadığım hiç olmamıştı. Sık sık yazı yayınladığım zamanlar, kendi kendimle kalabildiğim ve düşünmeye bolca vaktim olan zamanlar oluyor çoğunlukla. Şu sıralar da sürekli bir düşünme, bazı şeyleri hesap etmeye çalışma  halinde olsam da yaptıklarımın hiçbiri edebi yönümü canlandırmıyor. Ben galiba hayat koşuşturmacasına atılmaya başladım. Ondan durum böyle...
   Tam olarak yukarıda yazdığım son iki cümleyi düşündükçe, beni bir korku sarıyor. En yalnız olduğum, çaresiz hissettiğim, acı duyduğum zamanlarda; çare bulamazken beni rahatlatan kağıdım ve kalemim oldu. Eğer bende olan bu kurtarıcı ışığı kaybedersem gerçekten karanlıkta kalırım gibi hissediyorum. Yazmazsam, düşüncelerimden bu şekilde kurtulmazsam (her kelimede sanki içimde beni buhrana sürükleyen bir yükten kurtulup özgür kalıyorum) gerçek anlamda karanlıkta kalırım.
   Evet, şu an hayatımın mutlu bir dönemindeyim (şükür). Evet, öyle uzuuuun uzun içimi dökmeye ihtiyacım yok... lakin bu hiç olmayacağı anlamına da gelmiyor, değil mi?
   Şu uuuuzuuun yazıda demek istediğim şudur ki: bir daha bloğu başı boş bırakmak yok. Bunun için bi çözüm buldum hem de... söylüyorum hazır mısınız? ( davul sesleriiiiiiiiiiiiii)

   Burada bölüm bölüm hikaye yayınlamaya karar verdim!

  Bundan yaklaşık iki sene önce kendi kendime yazdığım uzunca bir hikaye var. Öyle masaüstünde taslak olarak bekliyor. Ben de "Neden olmasın?" diye düşünüp yayımlama kararı aldım. Blogu etkin bir şekilde kullanmama yardımcı olur, size yayımlayacağım diye bölüm bölüm taslakta düzenlemeler yapmış olurum, belki okuyucularım artar... Bilmiyorum, içimde kocaman bir umut var bu yeni "duyurum" ile ilgili.
  Hem arkadaşlarımdan da söz aldım, okuduklarıyla dalga geçmeyecekler. (Etraftaki komik-değil her şeyle dalga geçebilme kapasitesine sahip arkadaş terörü...)

  Onun dışında "Curious Cat" uygulaması üzerinden, ister anonim olarak ister kim olduğunuzu benimle paylaşarak bana soru yöneltebilirsiniz... Şu ana dek bazen saçma, bazen gereksiz, bazen aşırı yardımcı, bazen güldürürken düşündüren... 480 küsür soru cevaplamışım. Bir hafta içinde 500'ü bulurum. Hatırlarsanız sorularınızı, o sitede yazdığımdan daha ayrıntılı şekilde cevapladığım bir yazı yazmıştım. Yine öyle bir yazı gelebilir bloga. (500 soru arasından 10 tane nasıl seçebilirim, god help me???!?!?!?!?!!!?)
 Artık özel hayatımla ilgili saçççma sapan, can sıkıcı soruları da cevaplamıyorum Curious Cat'ten haberiniz olsun, sormayın :)

    İnsan kendi işine gücüne, mutluluğuna odaklanınca hayat ne güzel oluyormuş ya! Etrafımda canımı sıkan kimse yok. Bazı insanların gidişi, en başta bir hayal kırıklığı gibi gelse de, sonunda şükür ettiriyor. Bir arkadaşım vardı. Çok yakınım olarak görürdüm. Pat diye küstü benimle. Şimdi geri dönüp bakıyorum da, onunla olan o toksit arkadaşlığım devam ediyor olsaydı; yargılamaları, yaptıklarımı beğenmemeleri, konuşurken ne dediğini bilmemesi, olup olmadık yerde alınmaları... beni ne kadar meşgul edecek, beni ruh hali olarak ne kadar aşağı çekecekti.
   Geçen bir arkadaşım, üç dört kez çakmağını yakmaya uğraştı; yakamayınca anında çöpe attı. Sonra da "Çok mutlu oldum, hayatımdaki bir yükten daha kurtuldum işte!" dedi. Ben olsam o çakmağı tutar, belki de kendi kendine düzelmesini beklerdim. Düzelmeyecek olduğunu bilsem bile düzeltmeye çalışırdım. Hata yapardım. Bir daha yapmam ama o hatayı. Hayatımın aynı döneminde iki kez yaptım çünkü. Salak ben.

  Neyse ne diyorduk? "Kendiyle savaşı olan, gelip de benim kendimle olan barışımı bozmasın." Artık sadece bana iyi gelecek, beni mutlu edecek, bana destek olacak insanlara yerim var. Eğer kendi savaşınıza son verebildiyseniz, beni üzmemeyi garanti ediyorsanız (bunlar arkadaşlık ilişkilerim dahil tüm bağlılıklarım için geçerli.) kapım açık!
  Sonuçta iki tane japon balığıyla dünya üzerindeki en mutlu insan olabiliyorum.

  Size yazıyı sonlandırmadan bir şarkı armağan edeyim: 


  Neyse kişisel duyurularım ve blog duyurularım bittiğine göre, pazartesi bahsettiğim hikayenin ilk bölümüyle görüşürüz.  (Her pazartesi yeni bölüm, nasıl?)

 Karşıma, karşınıza, karşımıza  hep benim gibi insanların çıkması dileğiyle...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder