
Sonbahar olmasından mı, yoksa içinde doğum günümü barındırmasından mı bilmiyorum ama her ekim ayına girişimizde içim umut ve güzel düşüncelerle dolar.
Lakin ki bu sene ekim ayı bana pek de öyle hissettirmedi. Bir kere daha ilk haftasından kaptım şifayı, evde ölü eşek gibi yatıyorum. Ne kitap okuyasım ne de film izleyesim geliyor. Evden çıkmak için kendimi ikna etmeye çalışıyorum. Öyle bi karamsarlık, öyle bi bıkkınlık.
Durum bu olunca, öyle eski Çaput Bağlama Yazılarıma göz gezdirdim az önce. Bu yazıyı yazarken istediğim şeylerin neredeyse hepsi olmuş. Baktım ki istatistikler oldukça olumlu, şu karamsar havadan sıyrılıp eskiden olduğu gibi olumlu hissedebilmek için yeni bir Ç.B.Y. yazıvereyim dedim.
İyi mi ettim acaba?
Çaput Bağlama Yazısı
İsteklerimin ardı arkası kesilmeyecek galiba bu ay. Bir kere üniversite hayatıma bu ay başlayacağım. Yeni ortamlara girmek hep korkulu rüyam olmuştur. Yazarken açık sözlü cana yakın biriyim de, konuşmaya gelince dut yemiş bülbül oluyorum yemin ederim. Utangaçlık mı desem, yalnızlığa alışkın olduğum için insanlara açılamıyorum mu desem, bilmiyorum.
Bu sebepten ilk dileğim, artık şu duvarlarımın yıkılması. Bir yere alıştım mı iyi hoş ama alışana kadar canım çıkıyor mübarek. Bu biraz benim elimde olan bir şey ama ne yapayım yani...
İkinci dileğim blog ile ilgili. Neredeyse üç yıldır kendimce bir şeyler karalıyorum buraya. Hiç emeğimin karşılığını beklememiştim. Yazmak için yazmıştım.
Fakat şu sıralar içimdeki şeytan ses bana artık bir beklenti içine girmemi, blogun ve Wattpad'de yayınladığım kitabın popülaritesini arttırmak için daha çok çaba göstermemi söylüyor.
Yazma işini hobi olarak yapsam da bu konudaki gelecek planlarımı da düşünmeliyim.
Yani bu paragraftan anlayacağınız kadarıyla, ikinci çaputumu blogun okunma sayısını arttırmak dileğiyle buraya asıyorum.
Geçenlerde küçük defterime izleyeceğim filmleri yazmıştım. Bir ömür harcasam yine de o listeyi bitiremem diye düşünüyorum. Bir de o listede vizyon tarihini beklediğim filmler de yok. Onlar da eklense bin tane filme kadar uzar listem herhalde.
Yine de hatırı sayılır tane filmi bu ay izlemek boynumun borcu. Zaten ayın on altısına kadar evde boş boş dolaşıyor olacağım. En azından kendime yarayan bir şeyi yapayım.
Bir diğer hedefim ya da dileğim, her neyse, bu ay boyunca kütüphanemdeki okumadığım tüm kitapları bitirmek. Çünkü kasımda TÜYAP var ve ben geçen sene test kitabı almak için gittiğim o fuarı gezerken bu sene için kendime söz vermiştim. Gelecek ve taşıyabildiğim kadar kitabı satın alacak, kitaplarımın olduğu rafı ağzına kadar dolduracaktım.
Ama bendeki de huy, elimde daha kapağını açmadığım kitaplar varken bir daha ki ay bir sürü kitap almak doğru gelmiyor. Bu sebepten jet hızında okuyup elimdekilerin hepsini bitirmeliyim. Hemen!
Son olarak, ezelden beri izliyormuşum hissi veren Narcos dizisini bu ay noktalamak istiyorum. İlk önceleri bitmesin diye yavaş yavaş izliyordum. İspanyolca konuşmaları dinlemek, Pedro Pascal'ı izlemek hoşuma gidiyordu ama sıkıldım! Hele ikinci sezonda Pablo Reis ölünce dizi sanki yapılma amacını kaybetmiş gibi hissettim. Yarım bırakmayı da gönlüm el vermiyor. Bu nedenle bu şarkı benden Narcos dizisine gelsin: Bitsin artık bu çileeeeee.
Bu ay hep kişisel şeyler istiyorum sanırım. Aman ne yapabilirim ki, ekim benim ayım zaten. Doğum günüm var bir kere içinde. Bu yüzden yazının ben merkezci olmasını mahsur göreceksiniz artık.
Her yeni ayın, çeşit çeşit mutlulukları peşinde getirmesi dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder