30 Ocak 2023 Pazartesi

Oscars 2023 #1: Everything Everywhere All at Once

 Güzel bir pazartesi gününden herkese merhaba. Yüksek lisansın ilk dönemini geride bırakmam ile, üzerimdeki sorumluluklar yarıya indi. Böylelikle buraya vakit ayırmaya geldim. Geçen sene ara verdiğimiz "Oscars" serisine başlamanın zamanı geldi.

Buranın müdavimleri bilir. Her sene törenden önce Oscar adaylığı almış 5 film seçer yorumlarım. 2022 ışık hızında ve hiçbir şey anlamadan geçtiği için geleneksel yorumlarımı yazamamıştım. 2023 için bomba gibi döndüm. Bu seneki filmlerin hepsi çok heyecan verici. 





Hazırladığım liste şu şekilde:

  • Everything Everywhere All at Once
  • The Banshees of Inisherin
  • Top Gun: Maverick
  • Aftersun
  • Blonde



Bu seneki filmlerden hiçbirine mükemmel, izlerken ayılıp bayıldım, zevkten dört köşe oldum diyemeyeceğim sanırım. Listede hala izlemediklerim var. İster önyargı olsun, ister peşin hüküm, bu filmlerin fragmanlarından bile insanın ruhunu doyuran filmler olmadığı anlaşılıyor.


Öte yandan hepsi farklı filmler (Top Gun hariç, o klasik Amerikan filmi). İzlemeye alışkın değiliz. Sessiz atmosferi ile içine alanı da var, ani sahne geçişleri ile baş döndüreni de!

Ben, bu sene yazı dizisini baş döndüren bir yapım ile açmak istedim: 


Everything Everywhere All at Once

Çok övüldü. Çıktığı tarihte bütün film sayfaları reklamını yaptı. Okuyucularım bilir, ben uzun film sevmem. Yine de oturup açtım, izledim. Kesinlikle "overrated" buldum, damgasını bastım, dosyayı kapattım.
Üç bölümden oluşuyor film. Everything, ilk bölüm. Everywhere ikinci, All at Once ise üçüncü. Hikaye anlatımı açısından üç bölüme ayrışmasını ve bu şekilde isimlendirilmiş olmasını başarılı buldum. Spoiler vermemek adına bölümlerde yaşanılanları anlatmayacağım şimdiden fakat isimlendirme gerçekten hedefi on ikiden vurmuş ve üç bölüm birleşince bir bütün oluşturarak filmin uzun olmasının verdiği yükü bir nebze hafifletmiş.

Çok basit bir konusu var. Hatta izlemeye başlamadan önce böylesine klişe bir konu ile evrenin parçalarının inceleneceğini tahmin dahi edemezdim. Evelyn, hayatından sıkılmış, batmak üzere olan işletmesini kurtarma amacının yanı sıra, aile bağlarının kopmamasını sağlamayı görev edinmiş orta yaşlı bir hanımefendi. Sonra paralel evrendeki kocası onu, elinde bambaşka bir görevle ziyarete geliyor. Ardından olaylar gelişiyor.
Film hızlı ilerliyor, bu hız bir tık mide bulantısı yaratıyor. Ama iğrenmek gibi anlamayın bu dediğimi. 2 saat 20 dakikalık bir hız treninden inmiş de kendini kötü hissediyormuş gibi düşünün. Baş dönmesi, mide bulantısı ve tüm bunlarla karışık heyecan...

Yeni neslin Matrix'i mi? Elbette hayır. Matrix kadar ciddi bir iş değil. Çoğu yerde kendiyle dalga geçiyor hatta. Güldürüyor. Saçmalıyor. Yani izleyici bir noktadan sonra "Ne gerek vardı şimdi buna?" diyor. En azından ben dedim. 

Oyunculuklar, kostümler, efektler harika. Tüm bu harikalıklar arasında insan yine de o ufak saçmalıkların etkisinden çıkamıyor, bence, bu yüzden de film çok etkileyici olabilecekken sadece, "idare eder" seviyede akılda kalıcı oluyor.
Buradan sonrasında spoiler olabilir. 
Bana soracak olursanız, dokunaklı sahneler aksiyon sahnelerinden çok daha kaliteliydi. Keşke biraz daha fazla olsalardı. Anne-kız, karı-koca ilişkileri gibi noktalara yaptıkları vurgular gözlerimden yaşlar akıttı. Evet, ağladım. Kocasında zayıflık olarak gördüğü huyun aslında bir savaş stratejisi ve güç olduğunu fark etmesi üzerine boğazımda bir şeyler düğümlendi. "İyilik kazanacak ulan be!" diye yükseldim içten içe.
Bir de hiçbir şeyin olmadığı bir evrende, anne kızın taş olarak birbirleriyle konuştukları o sahne. Çok kıymetliydi.
Tabii son sahneyi de unutmamalı. Çamaşır yıkama dükkanının önündeki konuşma sahnesi. O sahneyi aşağı ekliyorum. Gerçekten şimdi yazıya eklemek için arattığımda bile gözlerimi doldurdu.


Metafora boğulmuş bir film. İzleyicisini yoruyor bu açıdan. Yalnız mesaj verme kaygısını insanın gözüne gözüne sokmuyor ya, o iyi bir yön işte.

İzlenir mi? İzlenir. Yalnız yüzeysel çoklu evren filmi gibi bakmamak lazım. Aradaki nüansları görmek şart. Bir de boş kafa ile izlemenizi öneririm dostlarım.

Bir sonraki yorumda görüşmek üzere...

Her evrende mutlu insanlar olmak dileğiyle...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder