24 Mayıs 2018 Perşembe

Çaput Bağlama Yazısı #6


 
Bu başlıkla yazdığım altıncı yazı olduğuna inanamıyorum. Sanki daha çok yazmışım gibi. İlk yazının tarihi 12 Nisan 2016 olduğundan dolayı çok geliyor sanırım. Zira her ay isteklerimi yazsam şu anda yaklaşık 25 tane Çaput Bağlama Yazısı bulunması gerekirdi blogta.
  Gereksiz bilgiler ve matematik bölümünü geçelim şimdi. Nasılsınız? Bu soruyu cevap vermeyeceğinizi bile bile sormak biraz garip geliyor. Sonuçta mesaj yazmıyorum, tek yönlü bir haberleşme yapıyorum. Yine de sormak hoşuma gitti. Belki okuyanlardan birinin bu soruya ihtiyacı vardır ama soranı yoktur. Ben duyamam ama siz nasıl olduğunuzu söyleyin yine de.
 Asıl konumuza mı gelsek bilemedim. Dürüst olmak gerekirse bu ay için öyle çok dileğim yok. İstediğim her şey gerçekleştiğinden değil, yazdıklarımın genelde olmadığını bildiğimden. Birazcık yazmaya çekiniyorum açıkçası. (Bkz. Son Ç.B.Y. İstediğim şeylerin çoğu olmamış:(. Yine de okumak isterseniz buraya tık tık.)
Çaput Bağlama Yazısı

İlk dileğim daha çok film izlemek olacak. Fark ettim ki çok boşladım bu işi. Önceden haftada rahat dört film izliyordum. Şimdi mayısta izlemişim o kadar. Zaten tatil ayı haziran.  Ramazan da aynı zamanda. Sabahlara kadar üst üste film izlemeliyim.
  Şu sıralar çok dizi izliyorum. Friends’i milyonuncu kez bitirdim. Westworld’un ilk sezonunun aksine berbat olan ikinci sezonunu takip ediyorum. 13 Reasons Why ikinci sezonunu bitirdim, ağla ağla öldüm.(Hannah Baker ben bu kadar üzülmeyi hak etmiyorum. Lütfen dur artık.) Ayrıca This İs Us da izliyorum. İzlediğim en iyi dram dizisi olabilir, belki bir ara bloga yazarım.

 Geçen gün rüyamda “celebrity crush’ımla” İtalya’ya gittiğimi gördüm. Hayır, bana eşlik eden celebrity beyin kim olduğunu söylemeyeceğim. Lakin gördüğüm en kaliteli rüyaydı. Uyandığımda anladım ki benim acilen tatile gitmem lazım. O rüyadan sonra güne adapte olmak o kadar zordu ki, anlayamazsınız.  Zaten bir insan doğup büyüdüğü şehirden ancak benim nefret ettiğim kadar nefret edebilir. Bu ay gitsem keşke buralardan. Bir iki gün de olsa razıyım. Gönül ister ki İtalya olsun gidilecek yer. Lakin, uçmayalım dilek dilerken. Edirne olsun, Antalya olsun…

 Trene binmek istiyorum! Bu kış, babama yalvardım resmen trenle Kars’a gidelim diye. Gidemedik.  Tren yolculuklarının hastasıyız. Eskiden evimizin önünde tren istasyonu vardı. Onarmak için kapattılar. Yıllardır açılmadı. Yakında açılacak diyorlar. İlk durakta binip son durakta inmeli; gezmek için değil, sırf trene binmek için yolculuk yapmalı bir ay olsun. Benim de böyle garip zevklerim var işte, naparsın…

 Mart ayında da yazmışım, haziran için de yazayım. Lütfen canım menekşem çiçek açsın artık. Kafayı yiyeceğim. Acaba menekşe diye yanlışlıkla bir tür ot mu aldım? Yaprakları menekşeye benziyor ama. Of neden açmıyor bu çiçek? Ahmet Kaya’dan tutun Mozart’a kadar, çok geniş bir yelpazede şarkı dinlettim. Konuşuyorum, suluyorum… Gülmeyin ama okunmuş suyla bile suladım.Yok, yok, yok.  Bu ay da olmazsa, sinir krizi geçirip saksıyı camdan aşağı fırlatma ihtimalim çok yüksek. En azından bu ay biri bana açan, düzgün bir menekşe alsın ya. 

Nilgün Marmara'nın Defterler isimli kitabı hiçbir kitap evinde yok. Çıldıracağım. Hayatım boyunca hiçbir kitabı bu kadar okumak istememiştim. Ama yok arkadaş bulamıyorum. Aylardır gidebileceğim her yere gittim. Bu ay elime geçsin artık şu kitap. 

Son dileğim: -davul çalmaya başlaaaaar-
 Yazın çabuk geçmesi.  Kış, alelacele toparlanıp giderken, yaz mevsiminin bu kadar yavaş olmasına katlanamıyorum. Evde durmaktan zaman mekan kavramını yitirdiğim için de olabilir bu yavaşlık fakat… Geçsin gitsin işte ya. Sevmiyorum sıcak havayı. Bana kış aylarından daha melankolik geliyor. Ah sonbahar elini ayağını öpeyim geri dön ya!

Benden bu kadar.  Pek mütevazı dilek listemin sonuna geldik. Fark ettim ki, hayatımda hiç ağaca çaput bağlama olayını yapmamışım. Normalde nerede bir batıl inanç var ben oradayım. Şaşırtıcı bir şey henüz yapmamış olmam. Nasıl oluyor o? Neyse, yazısını yazıyoruz. Bence bu da sayılır.
Siz de yollayın dileklerinizi bakayım. Bu aydan ümitliyiz. Hadi canım menekşem aç lütfen. Lütfen ya, bak lütfen. Lüüüüüütfen.

Daha az yalnızlık, daha çok mutluluk dileğiyle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder