Cooper’ın bu sezon yaşadığı maceraları tartışalım, diye düşündüm. İnternetin İnstagram cephesindeki magazin bloggerlarının bol keseden kötüledikleri Emily in Paris bu sezonuyla 10/10’luk bir performans sergileyememiş olsa da bence tatlıydı. İzlenirdi. Sonuçta genç bir kadının 1 yıllığına Paris’e taşınıp aşkı falan aradığı diziden derin manalar çıkarmak gibi bir gayemiz yok.
Peki neler oldu bu ikinci sezonda?
Dizinin en güçlü karakteri Sylvie ile başlayalım.
Gerçekten harika bir kadın yahu! En sevdiğim karakterler diyebiliriz. İlk sezon
bu kadar ısınmamıştım kendisine sanırım, bu sezondaki duruşu, aşk hayatı, burası
spoiler, evliliği, kadınlığı, güçlü tavrı…. Bence üçüncü sezonda birkaç flashback
sahnesiyle kendisini daha çok görmeliyiz.
Mindy ve grup kurması, uzun uzun söylediği
şarkılar bu sezonla ilgili en kötü kısımlardı. Vallahi o sahneleri izleyemedim.
Pasif ve alık sevgilisi gözlerimi kanattı. Hele yazdıkları şarkıyla gelen ucuz romantik
sahneleri aklıma bile getirmek istemiyorum. KUSACAĞIM.
Gelelim Emily-Gabriel- Camille üçlüsüne. Malum doğum günü bölümünden bahsetmek istiyorum, spoiler olur diye bir şey demiyorum. Bu muhabbet baydı biraz beni. Ekibe yeni eklenen, Emily’nin bu sezonki manitası Alfie’ye de hiç ısınamadım. Gabriel de çok “fakir ama gururlu” portresi çiziyor gözümde. Şu kıza 3. Sezon için hepimizi kıskandıracak yakışıklı, komik ve oldukça çevik bir aşk adam yazıverin sevgili senaristler.
Camille… üzümlü kekim. Sonunda dişini gösterdi. Bence Emily sonuna kadar hatalı olduğundan bu sezon yaşadığı her şeyi de hak etti. Camille ne yaptıysa iyi yaptı.
Yine de kostümlerden sorumlu arkadaşı tebrik etmek lazım. Bence yıllarca konuşulacak ikonik görünümler elde etmeyi başarmış. Özellikle son bölümdeki kırmızı elbiseyi ve saç aksesuarlarını çok beğendim.
Son olarak: Final bölümünde işlerin karışması
için birazcık basit hamleler yapılmış. Yani en kötü izleyici bile bu gidişatı
tahmin edebilirdi. Öte yandan bu sezonu bir “geçiş” sezonu olarak görürsek,
yeni sezonun da arayı fazla açmadan 6-7 aya gelme ihtimali olduğunu varsayarsak,
bu dizi ile keyifli dakikalar geçirmek pek kolay olacaktır.
Renkli bir
Paris sabahına uyanabilmek dileğiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder