11 Şubat 2020 Salı

Kadın, Adam ve Bir Ayrılık


Kadın:
   Bazılarını kırmak kolaydır. Ufacık bir bakışla bile parçalara ayrılan insanlar gördüm ben. Hisli
insanlar. O insanlar, genelde kırıldıklarını belli etmeyen insanlar olurlar. İçlerinde yaşarlar. Fakat, derinlerinde bir yerde, fark edilme arzusuyla yanarlar. Hansel ve Gretel gibi, ekmek kırıntıları bırakırlar arkalarında. Bulunmak, keşfedilmek için. Biri o kırıntıları takip etsin isterler. Yaralarını saracak biri olsun isterler. Kalplerine biri dokunsun, o dokunuş işe yarasın isterler.

   Bavulunu toplarken, ardında bıraktığı adam için en iyisini diliyordu. O adamın da biri kalbine dokunsun ve şimdi giderecek onun kalbinde açacağı yaraları biri sarsın, onun için bunu diliyordu. Hızlıca dolabın kendi tarafında duran tüm askıları boşaltıp, yatağın üzerindeki bavulun içine fırlattı. Katlamaya vakit yoktu. Bunun önemi de yoktu.
  Her dakika bu gidişi daha zor kılıyordu.
  Hemen gitmeliydi.
  Bu evde bir şey bırakmadan gitmesi gerekiyordu. Eğer bir şeyini burada unutursa, adam o şeyi her gördüğünde üzülecekti. Bir tişört unutacaktı belki… Adam o tişörte sarılarak ağlayacaktı. Ezkaza parfüm şişesini bırakırsa ya? Adam onu koklar öyle uyurdu.

8 Şubat 2020 Cumartesi

Oscars 2020 #5: 1917

  Veeee yılın son Oscar Adayı incelemesiyle karşınızdayım. Vallahi bu sene filmler arasında ezeli bir rekabet var gibi fakat benim gönlümün birincisi 1917. Çünkü tam olarak kalbime dokundu.
  Bir önceki sene favorim Cold War'dı. Hakkı yendi. Ondan önceki sene Three Bilboards Ebbing, Missouri'ydi. Onun da hakkı yendi. Bu sene aynısı 1917'nin başına gelecek eminim. Çünkü tahminlerimde genelde haklı çıkıyorum. Bu senenin en büyük kazananı Parasite olacak, sonrasında da Joker. Belki kafa kafaya. İkisini de yorumladım. Blogta var.
  Şimdi 1917'ye geçelim. Birinci Dünya Savaşındaki iki İngiliz askerinin başka bir cepheye haber götürme çabasını konu alıyor film. Zaten savaş filmi denince bende akan sular duruyor. Allah'ım beni neden kaos sevici bir insan olarak yarattın? (Savaşa hayır, savaş filmlerine sonuna kadar evet!)
  Bu iki askerimiz eğer haber götüremezse, (yolda ölürlerse, zamanında yetişemezlerse falan filan...) yüzlerce İngiliz askeri tuzağa düşecek. Yani savaşın gidişatını değiştirecek çok önemli bir görevleri var.

  Konusu ilginizi çektiyse devam edelim:

7 Şubat 2020 Cuma

Oscars 2020 #4: Joker

  Selamsız sabahsız konuya dalmak istiyorum: Beni büyük hayal kırıklığına uğratıyorsunuz. Bu cümleden sonra bu hayal kırıklığının nedenini de öğrenmek isteyeceksiniz tabii. Hemen yazayım. Okumuyorsunuz. Okunmuyorum. Bir önceki yazı (Parasite) şu ana dek en ama en az okunan yazı oldu. Tebrik edemiyorum, edecek bir yanı da yok.
   Her zaman, okunmak için değil, sadece canım istediğim için yazdığımı belirttim burada lakin bu da biraz gurur kırıcı açıkçası. Hele bu hafta boyunca yayınladığım tüm yazıları hasta yatağımdan kalkarak yazdığım düşünülürse...
 
   Kısacık bir sitem etmek istedim. Bu site, bence, daha iyisini hak ediyor. Sizce?

  Şimdi Joker'e dönebiliriz. Joker, bir çigi roman uyarlamasından fazlası. Elbette bunu izleyen herkes anlayacaktır. Zaten bu sebepten olacak ki, bu sneeki ödül sezonunu sildi süpürdü. Bunda da en iyi etken, benim kanaatimce, Joker'e hayat vermeyi geçtim, adeta Joker'e dönüşmeyi başarabilmiş, kendinden başka bir ben daha yaratıp onu Joker'e adamış olan Joaquin Phoenix...
  Bu övgü dolu sözlerim elbette Heath Ledger'ın Joker'ini daha az sevdiğim anlamına gelmesin. Benim için hala bir numara Dark Knight'ta izlediğimiz o efsanevi performans. Hatta Heath yaşasaydı da ona da bu şekilde bir solo film çekilseydi ne derece iyi bir iş izlerdik diye merak etmeden duramıyorum. Eminim mükemmel olan Joker (Joaquin Phoenix'in Joker'inden bahsediyorum) filminden, daha mükemmel, sınırları aşmmış ve seyirciye büyük keyif verecek, etkileyecek bir filmle karşılaşırdık.
Fakat elbette bu mümkün değil artık. Yine de Joker, Dark Knight ile kalbimizde açılmış bu "Heath Ledger'ı solo bir Joker filminde izleyememe" yarasını iyi kapatıyor.

5 Şubat 2020 Çarşamba

Oscars 2020 #3: Parasite

  Benden yeni bir yazı bekleyen herkese selamlar olsun. Ölüyorum. İkinci yirmilik dişi ameliyatımı oldum ve şu an yüzümün yarısı su balonu gibi şişti. Minecraft'taki kare suratlara benziyorum. Şükürler olsun ki ağrı kesici diye bir icat var ki şu anlık beni blogu güncelleyecek kadar iyi tutuyor. İşin kötüsü ki, bu en sinir bozucu kısım, çorba hariç bir şey yiyemiyorum. Uyuyamıyorum da... Zaman bir türlü geçmek bilmiyor. E ben de napayım, burada buldum kendimi. 

   Ben bu sene ödül sezonundan hiç mutlu değilim. Academy, Twitter hesabında, yanlışlıkla Oscar kazananların tahmnini bir listesini paylaşmış. Gerizekalı mıdır, nedir? Muhtemelen de kazananlar o listedekiler olacak. Of bütün heyecanı kaçtı şimdi olayın!
   Yine de adet bozulmasın üçüncü filmimiz Parasite hakkındaki düşüncelerimizi yazalım. 

   Ya, herkes o kadar beğenmiş, ayılmış bayılmış ki Parasite isimli filme, ben vallahi bu kadar abartılacak ne var anlayamadım. Dikkatli dikkatli izledim, yooook; bulamadım. Ortalama bir film işte yahu!