Kadın:
insanlar. O insanlar, genelde kırıldıklarını belli etmeyen insanlar olurlar.
İçlerinde yaşarlar. Fakat, derinlerinde bir yerde, fark edilme arzusuyla
yanarlar. Hansel ve Gretel gibi, ekmek kırıntıları bırakırlar arkalarında.
Bulunmak, keşfedilmek için. Biri o kırıntıları takip etsin isterler. Yaralarını
saracak biri olsun isterler. Kalplerine biri dokunsun, o dokunuş işe yarasın
isterler.
Bavulunu toplarken, ardında
bıraktığı adam için en iyisini diliyordu. O adamın da biri kalbine dokunsun ve
şimdi giderecek onun kalbinde açacağı yaraları biri sarsın, onun için bunu
diliyordu. Hızlıca dolabın kendi tarafında duran tüm askıları boşaltıp, yatağın
üzerindeki bavulun içine fırlattı. Katlamaya vakit yoktu. Bunun önemi de yoktu.
Her dakika bu gidişi daha zor kılıyordu.
Hemen gitmeliydi.
Her dakika bu gidişi daha zor kılıyordu.
Hemen gitmeliydi.
Bu evde bir şey
bırakmadan gitmesi gerekiyordu. Eğer bir şeyini burada unutursa, adam o şeyi
her gördüğünde üzülecekti. Bir tişört unutacaktı belki… Adam o tişörte
sarılarak ağlayacaktı. Ezkaza parfüm şişesini bırakırsa ya? Adam onu koklar
öyle uyurdu.