E peki öyleyse neden bu kadar çok hesap yapıyoruz? Yaşayalım gitsin. Biz durdukça dakikalar ilerliyor nasıl olsa... yaptığımız hesaplar bir türlü kar ettiğimiz noktayı göstermediğinde giden zaman, sadece ebedi yatakhanemize bir adım daha yaklaştırıyor bizi. Öyle oturup, mucizelerin ayaklarımızın altına serilmesini beklemek çok saçma.
Kişisel gelişim kitapları gibi konuşmak istemem. O kitaplar emsal hikayelerle dolu. Neymiş efendim, Harry Potter'ın yazarı, J.K. Rowlings boşanmış ve işsizlik maaşıyla geçinirken şimdi en ünlü yazarlardan biri olmuş... uzun uzun yazarlar böyle hikayeleri evinin köşesinde ilham bekleyenleri kandırmak için. Aslında tek cümleyle özetlenebilir çoğumuzun başarı hikayeleri:
Hazır olmayı beklemeden, bodoslama koşmak gerekiyor sadece.
Her gün yataktan çıkmak için içinde güç bulamayanlara söylenebilecek tek kişisel gelişim cümlesi bu bence. Meşgul kalmalıyız. Her şeyin vakti zamanı var elbette fakat meşgul kalmak bence bizim yoldaki hızımızı arttırmaya fayda sağlıyor.
Mesela ben, bugün inanılmaz bir mide ağrısıyla uyanıp saat iki buçuğa kadar hiçbir şey yapmadan koltukta oturdum. Ne kadar aptalım. Oysa amaçlarım, hayallerim var.
İşte böyle bir yüzleşmeyi yaşadığım günün akşamı buradayım. Günümün yüzde sekseni düşünerek diğer yüzde yirmisi de düşünmemeye çalışarak geçiyor. Neden bilmiyorum ama aksiyon alacak halim pek yok.
En azından bu halsizliğimin farkında olmamla kendimi avutabilirim. Çünkü farkındalık evresi iyileşme sürecinin dönüm noktalarından biri bence. Artık duraklama devrimi kapatıyorum.
Şimdi yürümeye döneceğim. Sonrasında da bitiş çizgisine doğru koşacak ve kendime yeni bitiş çizgileri çizeceğim.
Seneye bu zamanlar evliliğimin ilk yılını yeni kutlamış ve hedeflerimin çoğuna ulaşmış olacağımın sözünü de kendi kendime veriyorum.
İşte böyle...
Beklemeden yürüyebilmek dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder