25 Ağustos 2018 Cumartesi

Çaput Bağlama Yazısı #7

  Merhabalar efeeeendim! Ben geldim. Nereden geldim, yolda nerelerde durdum, neler yaşadım,
neleri atlattım, neler kazandım ve kaybettim... Hepsini yazmak istiyorum aslında. Zira gerçekten uzun bir yaz geçirdim bu sene. Dolu dolu olduğundan da çabuk bitti sanki. "Keşke hiç bitmeseydi." demeyeceğim elbette. Sıcak havalardan sonsuza kadar nefret edeceğim, biliyorum.
  Yazın başında da Ç.B.Y. yazmışım, sonunda da yazayım dedim. Amaaaan size ne benim isteklerimden biliyorum ama okuyorsunuz. Bu yaz, çok az yazı yazdım, blogu boşladım, farkındayım. Yine de bir önceki Ç.B.Y. en çok okunanlar arasında :) Okumadıysanız da şu cümlemin üzerine tıklayın da okuyeverin.
   Bu yazı dizisinin yedincisini yazıyorum. Artık bir şeyden kesin emin oldum. Buraya olmasını istediği şeyleri yazdığımda, o şeyler genelde olmuyor. Lakin oldu mu, çok güzel oluyor. Hani istediğimin on katı güzellikte oluyor. Sürprizli oluyor, büyüleyici oluyor.
  Ben de yazıyorum işte. Yazayım bakalım.

17 Ağustos 2018 Cuma

Yol

  Sokak, hava kararmaya yüz tutmuşken ancak ne kadar ıssız olabilirse o kadar ıssızdı. Ufka  doğru uzanıyordu. Sonunu görebilmek imkansızdı. Adamımız, üzerinde kollarını kıvırdığı mavi gömleği, ağzında dumanı tüten sigarası, başını öne eğmiş, ağır adımlar atıyordu. Yeşil gözleri kendi adımlarını izliyordu. Ve kalbi yalnızlığıyla çarpıyordu.
  Burada olma sebebini sorgulamaya başladı. Neden yürüyordu? Bu yolun sonu nereye çıkıyordu? Tüm bu sorular aklından hızlıca geçince durdu. Başını kaldırdı. Önce omzunun üzerinden arkasına baktı. Ne zamandır bu yolda olduğunu hatırlayamadı fakat gördüğü şey geçmişiydi.
  Anılarına odaklandı. Sol yüzük parmağındaki gümüş yüzük ağırlaştı. Bir anda etrafındaki hayaletleri görür gibi oldu. Bir mezarlık yolunda olduğu düşünülürse, bu gerçekten korkutucuydu. O korkmadı. Omzunun üzerinden bakmayı kesip tamamen arkasına döndü. Bu sefer ters istikamete, geçmişe doğru yürümeye başladı.