21.02.2018
Merhaba. Sana bir
mektup yazmak istedim bu gece. İçimde bir şey beni, eğer bu satırları yazarsam
gerçek olacağına inandırdı. Ya da şu an inandırmaya çalışıyor. İçime küçük
küçük umut tohumları ekiyor ki ileride o tohumlar büyük bir ağaca dönüştükten
sonra solarak beni kahretsin.
Bu paragraftan itibaren daha fazla karamsar sözcük yazarak bu satırları heba etmeyeceğim. Şu an keşke… Keşke orada olmayan birine yazıyor olmasam. Canım şu yazdıklarımı bir şekilde sana ulaştırmak istiyor. Bir şekilde bunu okuyup anlaman için can atıyorum. Çünkü iki gözüm, güzel şeyler yazacağım. Gelecek gibi aydınlık şeyler yazacağım. Öyle bir yazacağım ki çocuğunu kaybeden annenin göz yaşları duracak. Öyle bir yazacağım ki Maria Puder ölmemiş olacak. Öyle yazacağım ki hiçbir insan yuvasından bir daha kovulmayacak, ileride robotlar dünyayı ele geçirmeyecek, solan güller tekrar açacak, Mars’ta hayat bulunacak…
Bu paragraftan itibaren daha fazla karamsar sözcük yazarak bu satırları heba etmeyeceğim. Şu an keşke… Keşke orada olmayan birine yazıyor olmasam. Canım şu yazdıklarımı bir şekilde sana ulaştırmak istiyor. Bir şekilde bunu okuyup anlaman için can atıyorum. Çünkü iki gözüm, güzel şeyler yazacağım. Gelecek gibi aydınlık şeyler yazacağım. Öyle bir yazacağım ki çocuğunu kaybeden annenin göz yaşları duracak. Öyle bir yazacağım ki Maria Puder ölmemiş olacak. Öyle yazacağım ki hiçbir insan yuvasından bir daha kovulmayacak, ileride robotlar dünyayı ele geçirmeyecek, solan güller tekrar açacak, Mars’ta hayat bulunacak…
Biraz abarttım. Kabul ediyorum. Ama ilgini çektim değil mi?
Öyleyse devam edelim, haydi.