Şiirsel bir yorgunluk düştüyse üzerime, bugün biraz güzel konuşmak isterim. Blogu açtığımdan beri ciddi olmayan, şakayla karışık yazılar yazmışım çoğunlukla. Ya da birilerine karşı duyduğum öfkeyi dökmüşüm satırlara.
Uzun zamandır, hiçbir şey anlatmadan, bir amaç gütmeden yazmamışım. Yazmışım da aslında, burada paylaşmamışım. Sanırım bu tür bir yazı için doğru bir saat 23.36...
Siz hiç, gerçekte çok şey yaparak hiçbir şey yapmamış gibi hissettiniz mi? Bana ara ara oluyor öyle. Nasıl yazsam, bu duyguyu anlatabilirim, inanın bilmiyorum. Lakin tutacağım bir köşeden, başlayacağım size bu durumu anlatmaya...
Bulunduğumuz dönem bir koşuşturmacadan ibaret. Küçük resimden başlamak gerekirse, günün her saati, diğer saatlerde yapacağımız işe yetişmekle geçmiyor mu? Evden işe gitmek için çıkıyoruz, işi eve gitmek için yapıyoruz gibi... Demek istediğim farkında olmasak da bizi oradan buraya, buradan öteye, öteden beriye savuran, irili ufaklı bir sürü amaç var.
Büyük resmin durumu daha vahim. Günlerimiz değersiz bir şeymiş gibi koşuşturma yollarında harcarken, daha büyük bir şeye kurban gittiğimizin farkına bile varmıyoruz: Düzen.
30 Ekim 2017 Pazartesi
22 Ekim 2017 Pazar
Bu Kaçıncı Yaş?
Şu blogu açtığımdan beri, her doğum günümde üşenmeden yazdığım "canım kendim" yazısını elbette bu sene de yazacaktım. Yazıyorum işte. (Geçen seneki yazı için tıklayabilirsiniz.)
İşte geldim buradayım, ben bu işte ustayım!!
Vallahi her sene dışarıdan ördüğüm duvarlar daha daha büyüyor bence. Geçen sene filan alttan alttan hep göndermeli şeyler yazmışım ama bu sene, en azından şu andan itibaren, kimseyle bir alıp veremediğim yok. Hayatımın yeni bir aşamasına geçtim ve sanırım hayatta olan, olmaya devam eden şeylerden en sevdiğim kısım bu yeni aşama kısmı. Alışmışlık hissi de güzel elbette ama ben artık düşe kalka öğrenmek, yanıla yanıla doğruyu bulmak istiyorum.
Eminim ki yeni yaşımda o tüm kötü yanılgılarımı bile benimseyip seveceğim.
7 Ekim 2017 Cumartesi
Film Tadında 5 Şarkı Klibi
Bu güzel cumartesi günüden herkese merhabalar!! Öğlene kadar uymalı, günün geri kalanını tembellik yaparak geçirmeli günlerin hastasıyızzz.
Burayı öyle çok boş bırakmaya gelmiyor. Hemen okunmalar düşüyor. Bu nedenle size, uzun zamandır yazmak istediğim bir yazıyla geldim. Bakalım beğenecek misiniz?
Konuya geçmeden önce küçük bir duyuru da yapayım da içimde kalmasın sonra. Bir önceki yazımda artık blogun okunmasının artmasını istediğimi söylemiştim ya, işte o planımı hayata geçirmek için küçük bir adım attım: Bir Twitter adresi açtım. ("Twitter" yazısına tıklayarak ulaşabilirsiniz) Lakin ne zormuş takipçi kasma olayı. İlk gün 200 kişi takip ettim, sadece iki kişi geri döndü, o iki kişiden biri de benim şahsi hesabım. Biliyorum, blogun reklamını yapmak için açtım o hesabı. Tam tersi olarak buradan twitter hesabının reklamını yaparken buluyorum kendimi şu an.
Hayat işte...
Kısaca açıklamamı yaptığıma göre, izlerken yanlışlıkla film açtığınızı sanacağınız, 5 güzel klibi sizinle paylaşabilirim. Bakalım ne düşüneceksiniz?
Burayı öyle çok boş bırakmaya gelmiyor. Hemen okunmalar düşüyor. Bu nedenle size, uzun zamandır yazmak istediğim bir yazıyla geldim. Bakalım beğenecek misiniz?
Konuya geçmeden önce küçük bir duyuru da yapayım da içimde kalmasın sonra. Bir önceki yazımda artık blogun okunmasının artmasını istediğimi söylemiştim ya, işte o planımı hayata geçirmek için küçük bir adım attım: Bir Twitter adresi açtım. ("Twitter" yazısına tıklayarak ulaşabilirsiniz) Lakin ne zormuş takipçi kasma olayı. İlk gün 200 kişi takip ettim, sadece iki kişi geri döndü, o iki kişiden biri de benim şahsi hesabım. Biliyorum, blogun reklamını yapmak için açtım o hesabı. Tam tersi olarak buradan twitter hesabının reklamını yaparken buluyorum kendimi şu an.
Hayat işte...
Kısaca açıklamamı yaptığıma göre, izlerken yanlışlıkla film açtığınızı sanacağınız, 5 güzel klibi sizinle paylaşabilirim. Bakalım ne düşüneceksiniz?
4 Ekim 2017 Çarşamba
Çaput Bağlama Yazısı #4

Sonbahar olmasından mı, yoksa içinde doğum günümü barındırmasından mı bilmiyorum ama her ekim ayına girişimizde içim umut ve güzel düşüncelerle dolar.
Lakin ki bu sene ekim ayı bana pek de öyle hissettirmedi. Bir kere daha ilk haftasından kaptım şifayı, evde ölü eşek gibi yatıyorum. Ne kitap okuyasım ne de film izleyesim geliyor. Evden çıkmak için kendimi ikna etmeye çalışıyorum. Öyle bi karamsarlık, öyle bi bıkkınlık.
Durum bu olunca, öyle eski Çaput Bağlama Yazılarıma göz gezdirdim az önce. Bu yazıyı yazarken istediğim şeylerin neredeyse hepsi olmuş. Baktım ki istatistikler oldukça olumlu, şu karamsar havadan sıyrılıp eskiden olduğu gibi olumlu hissedebilmek için yeni bir Ç.B.Y. yazıvereyim dedim.
İyi mi ettim acaba?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)