24 Nisan 2021 Cumartesi

Oscars 2021 #5: Sound of Metal

 Merhabalar... Sonunda, son yazı. Pazar günü Trt 2'de saat tam üçte kırmızı halı ile başlıyor törenimiz. Bence yılın en önemli töreni. İleride bir gün benim düğün törenimin olduğu yılda bile, benim için yılın en heyecanlı töreni olarak da kalacak. Abartmıyorum.

  Bu sene iki favorim vardı. Soul ve Sound of Metal. İkisini de sona bıraktım. Lakin bugün sınavlarım bitmiş, sorumluluklarımdan arınmış, rahat bir ben ile Sound of Metal gibi etkileyici bir filmi konuşmak, düşünclerimi sizinle paylaşmak  ve bu senenin Oscars yazılarını bu şekilde noktalamak çok heyecan verici. İnanın büyük bir tutku ile yazıyorum bu satırları. 
  Öncelikle;

22 Nisan 2021 Perşembe

Oscars 2021 #4: Soul

   Dördüncü Oscars köşesi konuğumuz Soul ile herkese selamlar. Yolculuğumuzun sondan önceki yazısında, izleyip de storysini atmayanı dövdüklerini düşündüğüm, muhteşem ötesi animasyon Soul'u inceleyeceğim için çok memnunum. Aslında dördüncü yazının sahibi The Trial of the Chicago 7 olacaktı ki son anda fikrimi değiştirdim. Bu fikir değişikliğinin nedeni 1. Soul'u daha çok sevmem 2. Animasyon filmlere hakim olmama rağmen bloga daha önce hiç animasyon yazmamış olmam 3. Soul'u yorumlamanın daha kolay olması. 
  Kolay çünkü yazı boyunca öveceğim filmi. Öve öve bitiremeyeceğim. En baştan da ekleyeyim. bütün aday filmleri unutun, Soul'u izleyin izlettirin. 
   Çoğu kişinin de favorisi zaten.
   Hayatının dönüm noktası olacak bir  yerde ölüm ile yaşam arasında kalan jazz sevdalısı Joe'nun hikayesini izliyoruz. Yalnız filmi tek bu cümle ile özetlemek büyük ayıp olacak. Çünkü Joe geçirdiği kaza sonrası, kendini henüz dünyaya gelmemiş "ruh" parçacıklarının bulunduğu evrende dünya hayatına gitmek istemeyen 22'yle bulacak, yaşama olgusunun tüm zorluklara rağmen güzel olduğunu 22 ile keşfedecektir. 

20 Nisan 2021 Salı

Oscars 2021 #3: Promising Young Woman

 Aşk olsun, hiç haber vermiyorsunuz Oscar haftası gelmiş! Ben tabii sınavlara, teslimlere gömülmüşüm hayatı unutmuşum. Şimdi de iki saat sonra bir sınavım, yarın da iki tane en zor dersimin sınavı var. Ama buradayım. Çünkü sanırım ilk defa bu sene yazıları törene kadar yetiştirememe ihtimalim var. Filmleri izlemiş olmama rağmen hem de!

 Bu sene bu adaylık yorumlama işini de beceremedim gibi geldi zaten. Yazarken kendimi veremiyorum çünkü cidden çok fazla işim var. Bir türlü boş kalamıyorum. Boş zamanlarımı da yazmaktan çok izleyerek ya da okuyarak dolduruyorum.

  Yazmak, yorumlamak daha çok bilgi birikimi ve beyin egzersizi gerektiyor sanki. 
 
  Bir de bugün ölü gibi uyandım ÖLÜ. Saat dörde kadar hiçbir şey yapamadım dümdüz koltukta oturdum. Yoğun haftalar gelip çatınca sanırım bünyem ters tepki veriyor. Bilmiyorum.

5 Nisan 2021 Pazartesi

Oscars 20211 #2: Nomadland


 Benim kraliçem, sevgili (ama çok çok sevgili, öyle böyle değil) Frances McDormand'ın son filmi Nomadland bugünün şanslı filmi. Aşırı etkileyici sinematografisi, insanın kalbine dokunan konusuyla aslında 2021 adaylarının arasında "sakın kaçırmayın" diyebileceğim  nadir filmlerden.
  Pat diye konuya giriş yapmadan bu sene En İyi Yönetmen dalında, iki kadın birden olmasının kutlandığını belki dağda yaşamıyorsanız duymuşsunuzdur. Sene 2021 oldu hala böyle şeylere seviniyoruz. Türkiye şartlarında yine anlıyorum ama dünyanın en prestijli ödül töreninde bile kaç senedir "kadın adaylık yok" diye diye insanların dillerinde tüy bitti. Ki bence önceki yıllarda ballı çöreğim Greta Gerwig'e büyük haksızlık yapıldı. Neyse bu başka bir yazının, başka bir günün konusu. 
  İşte o iki adaylıktan biri Nomadland sayesinde yönetmen Cloe Zhao'nun. (Öteki Promising Young Woman'ın yönetmeni) Hem de bence güçlü bir aday.

  Şimdi filmin konusuna geri dönebiliriz.