Herkese selam. Tek elimde buz torbası, diğer elimde klavye işte geldim, buradayım. Hayatımın en ağrılı ve en özgüvensiz haftasını geride bıraktığım için öyle mesutum ki anlatmaya kelimeler yetmiyor. (Yüzüm sanki derimin altına yumurta konmuş gibi şişti, yemek yiyemedim, suyu bile pipetle içtim, ağrıdan gecelerce uyuyamadım, acı yüzünden hüngür hüngür ağladııım.) Yirmilik dişleri kendi kendine çıkanlar olarak hayata bir sıfır zaferle başlamışsınız siz, haberiniz yok. Hayır, bir de bu daha ilkiydi. Bunun ikincisi, üçüncüsü, dördüncüsü var... Aynı çileyi üç kez daha çekecek olmak beni ciddi şekilde hayattan soğutuyor ya...
Şu anki durumumu merak edenler için kısa bir bilgilendirme yapayım: Şişlik hafif var, ağrıyı artık ağrı kesici geçiriyor ve dikişlerimin olduğu kısımda morluk oluşmaya başladı. Ruhsal halim ise 10/10. Neden öyle bilmiyorum ama.
Yazının ajitasyon kısmını bitirdiğime göre asıl konuya geçebiliriiiiz. Curious Cat sorularını ayrıntılı şekilde cevaplamaya geldim. Yazının ilkini Mart 2019'da yazmışım (Yuuuuuh sekiz ay olmuş, bana taş çatlasın iki ay geçmiş gibi gelmişti oysaki...) O zaman 60-70 soru arasından 10 tane seçip sitedekinden daha ayrıntılı şekilde cevap yazmıştım. Şimdi tam 768 soru var. Uzun uzun, dert anlatıp derman soranlar mı dersiniz, sevgilisine hediye arayıp fikir danışanlar mı, evlilik hikayesini anlatanlar mı, üniversiteye hazırlanırken taktik soranlar mı... Bir de biri bir şey sorunca başka anonimler de fikir vermeye çalışıyor. Resmen beyin fırtınası yaşanıyor. Çok iyi ya, böyle çok mutlu oluyorum.
Arada küfür edenler, kötü enerjisini anonim olarak bana yönlendirmeye çalışanlar da var, olsun. Ben güzel bir sinerji yakaladığımıza inanıyorum anonimlerimle. İnsanın bu kadar seveni olunca, bu ilgiyi kıskanıp kötülük yapmaya çalışan da olur elbette. Bunu anlayabiliyorum.
Buradan toptan bütüüüüün güzel mesajlarınız, tavsiyeleriniz, iltifatlarınız için teşekkür ediyorum. Bolca iyilik yolluyorum size.
Bir önceki yazıda 10 tane soru seçmiştim. Diğer yazının linkini bu cümleye ekliyorum tıklarsanız okuyabilirsiniz. Öte yandan siz de soru sormak isterseniz diye yazının sonuna Curious Cat hesabımın linkini de bırakacağım :)
17 Kasım 2019 Pazar
16 Kasım 2019 Cumartesi
Sevgi Dolu Dizi: Modern Love
Bundan birkaç hafta önce twit atmıştım heyecanlı heyecanlı, yeni diziye başladım, çok sevdim bloga da yazacağım diye. Ben o twitten sonra iki yeni diziye daha başlayıp bitirdim arkadaşlar. Ve hepsi müthiş, hepsini yazacağım.
Ama tabii o twitimde bahsettiğim diziyi ilk yazayım istedim ve Modern Love ile karşınızdayım. İlaç gibi geldi bana bu dizi, ilaaaaç.
Her bölüm yarım saat, her bölüm farklı bir hikaye, pıt pıt hepsini izliyorsunuz. Zaten daha ilk sezonu oynamış, şunun şurasında sekiz bölümcük. Ben sadece evde öğle yemeğimi yalnız yediğim zamanlar açtım izledim. Tam yemek yerken izlemek için çekilmiş, süresi, olay akışı vs. her şeyi ağzınız full yemekle doluyken gözleri ekrandan ayırmamak suretiyle izlenmesi için planlanmış sanki.
Dizinin adı sizi yanıltmasın, işlenen tek konu aşk değil. Bipolar bozukluktan, iş ilişkilerine; arkadaşlık ilişkilerinden, ebeveynliğe... insan ilişkilerinde açığa çıkabilecek her türlü sorun, yüzde tatlı bir gülümseme bıraktırmak amacıyla ince bir şekilde işlenmiş.
Öte yandan (genelde olduğu gibi) dizide beni çeken ilk şey oyuncu kadrosuydu. Anne Hathaway, Dev Patel (geçen bu adamın bir filmini izledim, çok etkileyiciydi. Hotel Mumbai. Parantez içine not düşeyim de belki bir ara bakarsınız), Sofia Boutella, Andrew Scott... Bu dört ismi gördükten sonra dedim ki: "Ben kesin bu diziye bayılırım." Ki bayıldım da.
Keşke hepsini tek bir konu içinde karşılıklı oynarken de izleyebilseydik. Olsun. Bu da bana yetti.
Ama tabii o twitimde bahsettiğim diziyi ilk yazayım istedim ve Modern Love ile karşınızdayım. İlaç gibi geldi bana bu dizi, ilaaaaç.
Her bölüm yarım saat, her bölüm farklı bir hikaye, pıt pıt hepsini izliyorsunuz. Zaten daha ilk sezonu oynamış, şunun şurasında sekiz bölümcük. Ben sadece evde öğle yemeğimi yalnız yediğim zamanlar açtım izledim. Tam yemek yerken izlemek için çekilmiş, süresi, olay akışı vs. her şeyi ağzınız full yemekle doluyken gözleri ekrandan ayırmamak suretiyle izlenmesi için planlanmış sanki.
Dizinin adı sizi yanıltmasın, işlenen tek konu aşk değil. Bipolar bozukluktan, iş ilişkilerine; arkadaşlık ilişkilerinden, ebeveynliğe... insan ilişkilerinde açığa çıkabilecek her türlü sorun, yüzde tatlı bir gülümseme bıraktırmak amacıyla ince bir şekilde işlenmiş.
Öte yandan (genelde olduğu gibi) dizide beni çeken ilk şey oyuncu kadrosuydu. Anne Hathaway, Dev Patel (geçen bu adamın bir filmini izledim, çok etkileyiciydi. Hotel Mumbai. Parantez içine not düşeyim de belki bir ara bakarsınız), Sofia Boutella, Andrew Scott... Bu dört ismi gördükten sonra dedim ki: "Ben kesin bu diziye bayılırım." Ki bayıldım da.
Keşke hepsini tek bir konu içinde karşılıklı oynarken de izleyebilseydik. Olsun. Bu da bana yetti.
9 Kasım 2019 Cumartesi
Bir Takım Duyurular

fakat bu kadar yazmak isteyip de bir türlü vakit ayıramadığım hiç olmamıştı. Sık sık yazı yayınladığım zamanlar, kendi kendimle kalabildiğim ve düşünmeye bolca vaktim olan zamanlar oluyor çoğunlukla. Şu sıralar da sürekli bir düşünme, bazı şeyleri hesap etmeye çalışma halinde olsam da yaptıklarımın hiçbiri edebi yönümü canlandırmıyor. Ben galiba hayat koşuşturmacasına atılmaya başladım. Ondan durum böyle...
Tam olarak yukarıda yazdığım son iki cümleyi düşündükçe, beni bir korku sarıyor. En yalnız olduğum, çaresiz hissettiğim, acı duyduğum zamanlarda; çare bulamazken beni rahatlatan kağıdım ve kalemim oldu. Eğer bende olan bu kurtarıcı ışığı kaybedersem gerçekten karanlıkta kalırım gibi hissediyorum. Yazmazsam, düşüncelerimden bu şekilde kurtulmazsam (her kelimede sanki içimde beni buhrana sürükleyen bir yükten kurtulup özgür kalıyorum) gerçek anlamda karanlıkta kalırım.
Evet, şu an hayatımın mutlu bir dönemindeyim (şükür). Evet, öyle uzuuuun uzun içimi dökmeye ihtiyacım yok... lakin bu hiç olmayacağı anlamına da gelmiyor, değil mi?
Şu uuuuzuuun yazıda demek istediğim şudur ki: bir daha bloğu başı boş bırakmak yok. Bunun için bi çözüm buldum hem de... söylüyorum hazır mısınız? ( davul sesleriiiiiiiiiiiiii)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)