Herkese merhaba! İstanbul’a bir türlü yazı getiremedik, görüyor musunuz şu işi? Hava bütün gün battaniye altına saklanmalı dizi izleme havası. Ki ben de öyle yapıyorum. Dizi film be gelirse önüme izliyorum. Geçenlerde size Fam’i önermiştim hatırlarsanız. Onun sezon finali bu hafta yayınlanmış haberiniz olsun :) Gerçi artık Game of Thrones'a teori üretmekten diğer dizilere vakit kalır mı meçhul.
Bu yazıda size mutlaka izleyin diye yalvaracağım diziyi muhtemelen ilk defa duymuyorsunuz. Sosyal medyada adından çokça bahsettirdi çünkü After Life. Yine popüler kültürün bir oyunu olarak bir sürü sitede alıntılarını paylaştılar. Ben de geri kalmadım, kalır mıyım?
Karısının ölümünden sonra depresyona girip intihar girişiminde bulunan Tony’nin trajikomik hikayesini izliyoruz 30’ar dakikalık 6 bölüm boyunca. Bir oturuşta bitirmelik ve son zamanlarda izlediğim en kaliteli yapım. İnanın bana tüm boş vaktimi bir şeyler izleyerek geçirdiğimden bu kıyası yapabilecek kapasitedeyim.
16 Nisan 2019 Salı
5 Nisan 2019 Cuma
Sonu Düşünen

Yeryüzünün atmosferinden nefes almayı sürdürdüğümüz sürece bir an bile durduramayacağımız bir eylem yürütüyoruz: Yaşamak. Aslında yanlış oldu. Nefesimizi bile birkaç dakikalığına tutabiliyoruz lakin yaşamayı asla. Ben burada bunları yazıyorsam, yaşadığımdan; siz burada bunları okuyorsanız, yaşadığınızdan.
Uzun (umarım) yaşantımızı bahtımızın rüzgarına kapılmış gibi döne dolaşa deneyimlerken hiç sonu düşündünüz mü? Şimdi şu kaldırımdan adımınızı attığınızda hızlı bir araba tarafından getirilebilir o son. Şu koltukta kıvrılıp uyuduğunuzda kalbiniz durabilir, başınıza şu tavandaki avize düşebilir... Bir gün hepimiz bu yaşama denilen şeyi bırakacağız. Bir daha yaşamamak üzere hem de. Peki, bu durum sizi korkutuyor mu?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)