27 Eylül 2017 Çarşamba

Üni Yolları Taştan, Gerisi Güllük Gülüstanlık… Mı?

Hellooooo, ben geldim! Size müthiş bir yazı yazacağım, okuma yanında yat. Şaka şaka, sıradan benin sıradan bir yazısı olacak, öyle çok şaapmaya gerek yok.

Vallahi daha üniversiteyi deneyimleyemedim. Lakin kendimi bütün sosyal medya hesaplarımdan inşaat mühendisi ilan ettim bile. Bakalım hayırlısı. Okulun açılmasına bir ay kaldı. Belki ilk günümü anlatan bir yazı yazarım sanki çok merak ediyormuşsunuz gibi... Gerçi kesin benim en önemli günüm süper sıkıcı olur ama neyssse.

Konumuz YGS-LYS serüveni. Ay şu üç harften oluşan iki şeyi düşünmek dahi midemi bulandırıyor. Stres oluyorum üzerimden o büyük yükün kalktığını bilmeme rağmen.  Başıma ağrılar giriyor.
Aman ha siz katiyen stres olmayın. Adam akıllı, o güzel kafanızı aptal test kitaplarından tek bir saniye bile kaldırmadan, çılgınlar gibi ders çalışın. Çünkü sistem bize robot olmamazı emrediyor. Robot, hazır ol! Sağa dön! Kalemleri al! Ateş!

22 Eylül 2017 Cuma

İliklerinize İşleyecek: To the Bone

Netflix hayatında ilk defa güzel bir film yapmış, bana da yazmak düşer. Şu ana dek izlediğim hiçbir Netflix filmini beğenmemiştim. Dizilerinin mükemmeliyetine karşın, düşük bütçeli rezalet yapımlar ortaya koymuş diye düşünüyordum, "To the Bone" isimli filmi izledikten sonra bu düşüncemden vazgeçtim.

Baş rol, İnstagram'da her hareketini takip ettiğim Lily Collins'e ait. Film, yeme bozukluğu olan insanlar adına çekilmiş bir dram filmi. Anoreksiyalı bir birey olan Ellen'ın, bu hastalıktan kurtulma çabasını sakin ve etkileyici bir dille anlatmışlar.
Olaylar Ellen'ın son çare olarak çok başarılı bir doktora görünmesi ve doktorun onu kliniğine kabul etmesiyle başlıyor. Ondan sonra, aşık olmalar mı dersiniz, vazgeçişler mi, hayal kırıklıkları mı...? Bir sürü şey başına geliyor Ellen'ın.

17 Eylül 2017 Pazar

2017 Yaz Kitaplarım 7: Ateşin Şarkısı

Ah be, bu başlığı ilk attığım haziran günü dün gibi sanki... Şimdi bu yazın son kitap yazısını yazıyorum. Üzerime bir hüzün çöktü bile. Oysaki bu kitabı başından sonuna dek havuz başında, güneşin altında, temiz klor kokusu eşliğinde okumuştum. Şimdi ise kırmızı sandalyemde oturmuş sıkıntıdan patlayarak yazıyorum.
Tatil bitti diyorum da, benim okulum tam bir ay sonra başlıyor. Ama yüzsüz yüzsüz, ekim ayında "Yaz Kitaplarım" diye başlık atamayacağımdan bu senenin kitap koleksiyonunu kapatıyorum.

Son kitabın adı başlıkta da gördüğünüz üzere Ateşin Şarkısı. Yazarı, polisiye-gerilim romanlarının ustası Tess Gerritsen. Bilmeyenler bir zahmet Google amcaya uğrayıp cahilliğini gidersin.

Aylar önce elime geçen bu kitabı okumak bu günlere nasipmiş. Lakin ki kitaba hiç elim gitmemişti. Nedeni ise kapağı sanırım. Bu kadar basit ve göze hiiiç hitap etmeyen bir kapakla daha önce karşılaşmamıştım. Diğer ülkelerde basılan versiyonlarının kapağına bak, bir de bizim ülkemizdeki rezilliğe... Ay çıvdıvıcam.

Kapak tasarımı hakkındaki düşüncelerimi beyan ettiğime göre önemli kısma giriş yapabilirim:
Kitabın içeriği...

6 Eylül 2017 Çarşamba

Yazın Favori 5 Şarkısı 2017


Herkese selam, sana hasret... Şaka şaka kimseye hasret olduğum yok. Belki biraz vizyonlu insana hasret kalmış olabilirim ama onu da hallederim ben yakında.
Başlıktan da anlayacağınız üzere, neredeyse arkamızda bırakmış olduğumuz yaz mevsiminin ennn iyi, ennnn coşturan beş şarkısını seçme hakkını kendimde buldum. Ne de olsa çok iyi bir müzik kulağım var. Hatta ve hatta Acun geldi dedi ki "Bu sene O Ses'te juri ol!" ben kabul etmedim.

Yalnız belirteyim, listeyi oluşturmak  bayaa zor oldu. O kadar renkli bir yaz geçirmişiz ki şarkı yelpazesi bir hayli geniş. Neyse ki, bendeniz çok güzel bir liste hazırladım. Elbette kimseyi umursamadan kendi sevdiğim, dinlediğim şarkıları yazdım. Bu yüzden baştan belirteyim, zevkime söz söyleyecek varsa sağ üstteki çarpıyı kullanarak sitemi terk etsin.

İşimize bakalım. Buyurun bu yaz arka planda hayatımıza eşlik eden şarkılar: