20 Temmuz 2016 Çarşamba

Çaput Bağlama Yazısı #2

Güneşsiz bir yaz gününün verdiği iğrenç duygular içinden, sizi zar zor selamlıyorum. Aslında böyle günleri severim. Dışarıda yağmur yağarken, bir fincan dumanı tüten papatya çayını, bilgisayarın yanına koyup yazdığım kelimeler eşliğinde yudum yudum bitirmekten başka zevk aldığım çok az şey var yaşantımda.
Ama nedense bugün öfkeliyim. Sabah, birkaç sinir bozucu mesaj ve daha açıklama yapmamı beklemeden beni yargılayan biri sinirlerimi bozdu.
Ve ben bozuk sinirimi tamir etmek adına yakın gelecekten, şu önümüzdeki ağustos ayından beklentilerimi yazacağım.
Zaten belki hatırlarsınız; nisan ayı için de böyle bir çaput bağlama yazısı yazmıştım. Onu da okumak isterseniz aşağıda bir yerde bulabilirsiniz.

Şimdi ben ağustostan ne istiyorum; oraya gelelim...

Çaput Bağlama Yazısı

 Vallahi ilk istediğim şey HUZUR. Belki de en önemli istediğim bu. Sadece kendim için değil. Yaşadığım topraklar için huzur istiyorum. Evimizde oturmuş haberleri izlerken üzülmeyelim istiyorum.

 Yeni şarkılar keşfetmek ve keşfettiğim şarkılardan bıkmamak istiyorum. Çünkü son zamanlarda bütün gün evdeyim ve her işi yaparken şarkı dinleme ihtiyacı duyuyorum. Kitap mı okuyorum? Tak kulaklığı!  Hikaye mi yazıyorum? Tak kulaklığı! Bloga mı yazıyorum? Kulaklığı gönder gelsin!
 Dolayısıyla müzik bağımlılığım beni şarkısız bıraktı. Listemdeki tüm şarkılardan bıkmış durumdayım.

Diğer isteğim odamı süsleyecek çiçekler. Bir ara, biri sarı diğeri kırmızı olmak üzere iki saksı menekşem vardı. Ne yazık ki birkaç hafta dayanıp soldular. Oysaki onlarla konuşmak gerçek bir insana dert anlatmaktan daha çok hoşuma gidiyordu. Bazen bana özel terapist olduklarını düşündüğüm bile oluyordu. R.I.P güzel çiçeklerim.

Hala orada burada fotoğrafına denk gelip küfür etmekten kendimi alamadığım insanlar var. Nefretimin geçmesini değil de, en azından istemeyerek ettiğim küfürlerin azalmasını diliyorum. Yani ismi lazım değiller; DAHA AZ FOTOĞRAF PAYLAŞIN!!

Ağustosta günlerin 36 saat olmasını diliyorum çünkü tatil bitiyor.

Bir de trip yemek istemiyorum. Bu da bizi ilk maddeye geri döndürüyor: HUZUR.

Son olarak;
Henüz izlemedim ama Ezra'nın Aria'ya ya evlenme teklifi ettiğini biliyorum. (Pretty Little Liars Twitter sayfası sağ olsun, her hafta spoiler yiyorum ama katiyen takipten çıkarmak aklıma gelmiyor.). Yeni bölüm birkaç hafta arayla gelecekmiş. Ağustos ayında Ezra ve Aria'nın düğün sahnelerini içeren bir bölüm izlemek istiyorum.


İşte bu kadar. Çok da fazla şey istemiyorum aslında. Bir baktım da hepsi olabilir şeyler. 36 saatlik bir gün özellikle çok olası değil mi?

Benim kadar mütevazi istekleri olan musmutlu insanlara dönüşmeniz dileğiyle...




18 Temmuz 2016 Pazartesi

2016 Yaz Kitaplarım 2: Tutsak Güneş

Sanırım düşündüğümden daha az okuyorum. Yani en azından bu sıralar öyle. Sanırım kendimi sınavlara verdiğim için. Önümde yoğun bir yıl var sonuçta.
Boş verelim şimdi sınavları da, henüz dün bitirdiğim kitap hakkında düşüncelerime gelelim. Kitabın adı Tutsak Güneş. Yazarı Ayşe Kulin.
İlk defa Ayşe Kulin okudum. Benim kuşağımın geneli, içi boş sayfaları okumayı tercih ettiği için sanırım. Gerçi ben de seviyorum bazen anlamsız kitapları okumayı ama bunu da boş verelim, Tutsak Güneş'e dönelim.

Kitapta Yuna Otis isimli bir bilim kadınının başından geçenleri anlatıyor. Yuna, erkek egemen bir toplumda, baskının hükmü altında yaşıyor. Ülkesi ile güneş arasına giren bir meteor herkesi karanlık içinde bırakırken uyku problemi ve unutkanlığıyla cebelleşiyor ana karakterimiz.